KAMBOÇYA - KAMPOT - KEP

Şubat 2016


Phnom Pen'de kaldığımız otelden otobüs biletimizi (10 USD) (bilet ücreti terminalde 7,75 USD) alıp, tuk-tuk ile Central Market'in yanındaki şehrin en "büyük" otobüs terminaline geldik. Bugün yolculuğumuz Kampot'aydı. Yine daha önceki Phnom Pen yazımda bahsettiğim gibi, yol boyunca yoksul Kamboçya halkının yaşamına izleyerek yolumuza devam ettik. Yolculuğumuz yaklaşık 3,5-4 saat sürdü ve Kampot'a vardık.

KAMPOT;


Buraya gelmeden önce hazırlık yaparken burası ile ilgili araştırma yapmış ve o yazılarda nehir üzerinde güneşin batışı bir harika oluyormuş diye okumuştum. Tabii ki yazarların kendi değerlendirmeleridir, saygı duyarım.


Bizim memlekette güneş çok daha güzel batıyor buradan. Sizinle sadece bir güneş batma resmini paylaşayım burasının. Bana sorarsanız hiç vakit kaybetmeyin burada, hiç bir özelliği bulunmayan bir yer. Bir de kaldığımız Guest House'un sahibi karı-koca da suratsız çıkınca....

Daha da fazla bir şey bulamıyorum burasını yazmak için..

KEP ;

Kampot'ta bir gece kaldıktan sonra sadece 26 km. mesafedeki Kep'e, kişi başı (2.5 USD) vererek ve sadece üçümüzün olduğu bir minibüs ile geldik. Kep merkezi küçük bir yerleşim, otobüs ve minibüs terminali de burada hemen plajın arkasında bulunuyor. Minibüsten inince etrafımızı saran tuk tukçulardan birisi ile anlaştım, bizi uygun bir Guest House'a götürmesi karşılığı, ki beğenene kadar arayacak ve sadece, (2 USD) ödeyecektik.


Tuk Tukçu bizi Crab Market yakınındaki bir Reaksmey Krong Kep Guest House'a götürdü. İki oda için günlük (32 USD) anlaştık. Burası pırıl pırıl, tertemiz, harika bir bahçesi olan ve deniz manzaralı bir yerdi. Eğer buraya yolunuz düşerse hiç tereddüt etmeden buraya gelmenizi tavsiye ederim.


Yerleştikten sonra, hemen yanında bulunan Crab Market'e dolaşmak için gittik. Tezgahlarında henüz denizden çıkardıkları yengeçler, balıklar, ahtapotlar, sübyeler, kalamarlar ve adını bilmediğim diğer deniz ürünleri vardı . 


Bunları mangallarda bir güzel pişirip satıyorlardı. Biz de buradan büyükçe bir kızarmış balık alarak, Guest House'mizin güzel bahçesinde öğle yemeğimizi yedik.


Kepli balıkçı  kızlar resim çekmemizden pek hoşlanmadılar. Güneşten korunmak için, eldiven, çorap, uzun pantalon ve sadece gözleri açıkta bırakan şapkalar takıyorlardı. Sanırım daha da fazla kararmamak için böyle giyiniyorlardı.



Öğleden sonra Kep plajına gittik ve 2016 yılının deniz sezonunu burada açtık. Biraz denizinin suyu biraz bulanık ve sıcaktı ama ilk sezon açılışı olması nedeniyle kendimi denize attım.

Kamboçya'da derdimiz hep ekmek bulmak oldu. Burada bir fırın görünce sevindik ve kahvaltılık ekmeğimizi alıp Guest House'mize döndük, tuk tuk ücreti (1,5 USD) idi.


Akşam yemeğinde yine yakınımızdaki Yengeç Market'inde bulunan restoranlardan en kalabalığını seçerek girdik. Çünkü kalabalık restoranlar her zaman daha iyidirler. Bu akşam deniz ürünleri dersimiz vardı. Üç ayrı çeşit siparişimiz oldu, yeşil biber ve midye soslu yengeç, yeşil biber ve midye soslu kalamar, yeşil biber ve midye soslu karides. Hepsi bir ayrı lezzetti, doğrusu ben çok keyif aldım bu yemeklerden.

Kep tam bir dinlenme yeri, yat, kalk, denize gir, deniz ürünleriyle beslen, içkini iç. İşte Kep aynen böyle bir yerdi.

Biz iki günümüzü böyle geçirdik ve yarın yolumuz Sihanoukville'e...



İYİ SEYAHATLER



Hiç yorum yok: