VİETNAM - HUE

Şubat 2017

Hanoi'den Hue'ye Vietnam Airlines  uçağı ile geldik. Burada bizi bir sürpriz bekliyordu, 19 gündür Laos ve Vietnam'da bulunuyorduk ve henüz yağmurla karşılaşmamışken, burada bizi kesintisiz bir yağmur karşıladı. Havaalanından taksiyle otelimize geldik. Burada taksiciler pazarlıkla değil, taksimetrelerine göre ücret istiyorlardı.


Yerleştikten sonra biraz dinlenelim diyor ve yağışın azalmasını umuyoruz. Oldukça çok bir zaman geçmesine karşın yağmur hızını eksiltmedi. Çaresiz, otelden aldığımız geçici bir şemsiye ile yola çıkıp, Parfüme Nehri'ni köprüden geçerek Hue Kalesine vardık. Bugünkü gezi hedefimiz sadece Hue Kalesi ve Yasak Şehir olabildi.


Şansımıza kaleyi gezerken yağış biraz sakinledi ve bize burasını gezme fırsatı verdi Hue Castle, oldukça büyük bir kaleydi, iç içe geçmiş üç bölümden oluşuyordu. Sivil Şehir, İmparatorluk Şehri ve Yasak Şehir.

Bu kale 1805 yılında İmparator Gia Long tarafından yaptırılmış. Kaleyi gezerken, Vietnam Savaşı sırasında Amerikalıların bombalaması sonucu kalenin önemli yıkılmış olan bölümlerini de gördük. Yapılan restorasyon çalışmaları ile kale ayağa kaldırılmaya çalışılıyor şimdi.


Kalenin etrafı ve içerideki üç bölüm arası yine su dolu hendekle çevrilmiş. Oldukça güçlü görülen kale duvarları, burçları ve siperleriyle burasının ne denli iyi bir koruma altında olduğunu gösteriyordu.


Kalenin girişinde bulunan Cot Co Bayrak Kulesi 37 m. yüksekliğinde ve 18m. lik kale duvarı üzerinde bulunuyor.


İmparatorluk Şehri içinde bulunan Thai Hoa Sarayı'nda bir taht odası bulunuyor. Burası taç giyme törenlerinde, kraliyetin özel günlerinde ve yabancı elçilerin karşılanması gibi etkinliklerde kullanılmış.



Bu kale içinde; Mandarinlerin Salonları, Cung Dien Tho (Sonsuz Ömür Malikanesi), Cua Tho Chi (Sonsuz Mutluluk Kapısı), Truong Du kameriyesi, The Mieu (Nesiller Tapınağı), Cuu Dinh (Hanedanın Dokuz Kavanozu), Hien Lam Kameriyesi bulunuyor.


Yasak şehre imparatorun dışında hiç bir erkek girememiş. Osmanlıda haremde olduğu gibi, sadece kraliçe, cariyeler ve hadımlar girebiliyormuş bu şehre. Ancak burası da savaş sırasında atılan bombalar nedeniyle oldukça tahrip olmuş.


Kalenin içini gezmek için bir gün bile yetmez sanırım. Burayı vaktimizin yettiğince gezmeye çalıştık.


Vietnam Savaşı olarak bildiğimiz savaşta, ABD'liler bu kaleye tonlarca bomba atarak, bu tarihsel mirası yok etmeye çalışmışlar. Savaş sonrasında Vietnamlılar burada restorasyon yaparak bu tarihi ayakta tutmaya çalışıyorlar. 

Şunu sormak lazım; Suriye'de İŞİD'çiler tarihi mirası put diyerek yok etmeye çalışırlarken, sözüm ona gelişmiş bir ülke olarak ABD niye böyle tarihi mirası ne diye yok etmeye çalışır? Demek ki kimsenin birbirinden farkı yok......


Vietnam insanları, çok büyük sayıda insan hayatıyla ödedikleri savaşa rağmen, yabancılara karşı oldukça nazik davranıyorlar. Zaman zaman bizimle resim çektirmek isteyenler de oldu. Zaman zaman da biz onlarla resim çekilmek istedik.


Küçük çocuklar, bize "Hello" diye sesleniyorlardı. Ha bu arada şunu da söyleyeyim inanılmaz sayıda 1-4 yaşları arası çocuk gördük Vietnam'da. Bizim dünya liderimizden ders almışa benziyorlardı. :)


Hue’deki ikinci günümüzde önce tekne ile Parfüme Nehri'nde yol alarak nehir kenarındaki, daha sonra da otobüsle içerideki bölgelerde bulunan tarihi mekanları ziyaret edecektik. Bu tur içinde öğle yemeği olmak üzere 10 USD idi. Gerçi yemekte uyanık işletmeci bizi ayrıca kazıkladı ne yapalım. Burada her şeye karşı uyanık olmak lazım.:)


Nehirde ilk durağımız Garden House oldu. Burası ana kraliçenin yaşadığı bir mekanmış. Çok büyük olmasa da önündeki havuzu ve içinde çeşitli meyve ağaçlarının bulunduğu geniş bahçesi ile oldukça güzel görünüyordu.


Sıradaki durağımız ünlü Thien Mu Pagoda’sıydı. Burası 1601 yılında Nguyen Hoang tarafından yaptırılmış. Pagodada bulunan Stupa 21 metre yüksekliğinde, sekizgen şeklinde ve 7 katlı. Stupanın adı Thap Phuoc Duyen, yani mutluluk kaynağı kulesi. Burada 2 ton ağırlığında bir çan ve mabette gülen Budhha’nın tunçtan heykeliyle 18 havarisi’nin heykelleri de bulunuyor.


Tekneyle yolumuza devam ederken bir yandan da çevreyi, çay ve kahve eşliğinde izledik. Küçük bir tapınak olan Ho Chen Tapınağı’ndaki kısa molamız sırasında, teknede öğle yemeği hazırlandı. Öğle yemeğimizi yerken karşı kıyıya hareket ettik.



Burada bizi bekleyen otobüs ile önce Minh Mang Tomb’a gittik. Burada 1841 yılında ölen Minh Mang’ın mezarı bulunuyordu. Ayrıca büyük ve güzel bir bahçe, göletler ve heykeller de vardı.





Sırada Khai Dinh Tomb vardı. Nguyen İmparatorluğunun 14. kralı olan Khai Dinh için inşa edilmiş. 1920 de başlayan inşaat 11 yıl sürmüş ve 1931 yılında tamamlanmış. Bahçesinde bulunan 12 asker heykeli tarafından korunuyor olduğu düşünülüyor. Diğer heykeller ise mahkeme heyetini temsil ediyorlar. En üst katında duvarlara karmaşık biçimde tasarlanmış cam ve porselen süslemeler içeren Khai Thanh Sarayı bulunuyor. Sarayın en arka odası da Khai Dinh'in mezarına ev sahipliği yapıyor.



Hue'deki son gecemizde, Halong Bay gezimiz sırasında tanıştığımız, çağdaş bir Marco Polo olan, İtalyan Guiseppe ve eşiyle bir akşam yemeği yedik. Güzel bir sohbetin ardından biz onları İzmir'e, onlar da bizi Venedik'e davet ettiler ve vedalaşarak ayrıldık.

Yarın yolumuz Da Nang'a


İYİ YOLCULUKLAR






Hiç yorum yok: