Aralık 2015
LONDRA'DA YENİ YIL
Londra’nın en soğuk
ve ışıltılı döneminde orada olmak gerçekten çok keyifliydi... Bu turu, yılbaşı
gecesini Londra’da yaşayan arkadaşlarımızla geçirmek için planlamıştık. Benim
Londra’ya ikinci gidişimdi; ilkinde “önemli ve turistik mekanlar” listesindeki birçok
yeri gezme fırsatım olmuştu. Neyse ki birlikte seyahat ettiğim eşim ve yakın arkadaşım
da aynı durumdaydı. Böylece zamanımızı şehri yaşamaya harcayabildik. Tabii ki
bu güzel seyahatimizin planına, Londra’da yaşayan ve evlerinde kaldığımız iki arkadaşımızın
da büyük katkısı oldu. Orada geçirdiğimiz beş gün için önceden yol haritasını
belirleyip güne öyle başladık.
30 Aralık gecesi Stansted
Havalimanı’na inerek Pontoon Dock yakınlarında oturan arkadaşlarımıza kolayca
vardık. Sabah uyandığımızda tarih 31 Aralık’tı. O akşam, evinde kaldığımız
arkadaşımızın grubunun konserine gidecektik; dolayısıyla gündüzü iyi
değerlendirmek için erkenden yola çıktık. Tower of London’ı görerek London
Bridge üzerinde yürüyüşümüze devam ederken güzel fotoğraflar yakaladık elbette.
London Bridge’i arkanıza alıp poz verirken önünüzde de Londra’nın en uzun
gökdeleni olan The Shard’ı (300 m.) göreceksiniz.
Ardından Saint Paul’s
Katedrali ve Millenium Köprüsü üzerinden karşıya geçip, Shakespeare’s Globe ve
Tate Modern önünden Borough Market’e doğru yürüyerek kısa bir şehir merkezi
turu yaptık.
Mutlaka görmeniz gereken Borough Market sokak satıcıları ve
büyüklü-küçüklü restoranlar ile dolu ilginç bir pazar aslında; güzel yemek
kokularının iştahınızı açması kaçınılmaz. Burada güzel peynirler ve şarküteri
ürünleri satın almanın yanı sıra dünya mutfaklarına ve Londra’ya özgü yemek
alternatiflerinden oluşan sokak lezzetlerinin de tadına bakabilirsiniz. Ardından
yılbaşı gecesi için hazırlanıp Angel bölgesindeki güzel bir pub’da gerçekleşen konsere
gittik.
Ertesi gün çok erken
kalkmak pek mümkün olmadığı için evden öğleden sonra çıkabildik... İlk
istikamet Camden Town’dı. Londra’da aykırı yaşam tarzına sahip insanların
yaşadığı bir bölge olan Camden Town, gotik ve rock felsefesinin yaşandığı ilginç
bir bölge. Her gece İrlandalı ya da İngiliz müzik gruplarını canlı olarak dinleyebileceğiniz
birçok alternatif bulmanız mümkün. Amacınız alışveriş yapmaksa; Camden Town’a
geç saatte gitmeyin, zira saat 17:00’de pazarlar kapanıyor.
Burada Cyberdog
mağazasını mutlaka gezmenizi öneririm. Buralarda gezerken, Amy Winehouse’un
yaşarken sıkça gittiği barın yakınında, ölümünden sonra yapılan heykelini de
göreceksiniz.
Biz sonrasında Covent Garden’a doğru yola koyulduk. Eğer bizim
güzergahtan esinlenecekseniz giderken China Town ve Leicester Meydanı’ndan
geçeceksiniz. Covent Garden alışveriş mağazalarının yer aldığı, açık alanında
sokak müzisyenlerinin performans sergilediği turistlerin uğrak yeri olan ve
çarşısıyla da ün salmış bir yer. Tek kelimeyle harika! Covent Garden’a,
Leicester Meydanı’ndan 10 dakika yürüyerek ulaşabilirsiniz. Asla pişman
olmayacaksınız...
Seyahatimizin üçüncü
gününde yağmurlu bir sabaha uyandık ve bu durum planlarımızı biraz etkiledi. Biliyoruz
ki, Londra yağmuruyla ünlü bir şehir. Hiçbir turist yoktur ki gezdiği sürede en
az bir kez yağmurla karşılaşmasın. Okyanus iklimine sahip olduğu için gün
içinde kısa süreli fakat sağanak halinde yağmur yağması mümkün. Geziniz boyunca
kesinlikle yağmuru hesaba katıp yanınızda ufak bir şemsiye veya yağmurluk
bulundurun. Eğer Londra`yı en az yağmurla atlatayım derseniz yılın en az yağmur
alan ayı olan Ağustos ayında gitmenizde fayda var.
Londra’nın Maslak’ı
olarak bahsedebileceğim gökdelenler, iş merkezleri ve plazalar bölgesi olan
Canary Wharf, Thames Nehri kıyısında konumlanmış güzel bir bölge. Canary
Wharf’ta İngiliz kahvaltısı yapıp iskeleden Thames Clippers botuna binerek
güzel bir Thames turu yapabilirsiniz; biz öyle yaptık. Thames üzerinde
Londra’nın meşhur köprülerinin altından geçtiğimiz bu turu, London Eye durağında
sonlandırdık. Tate Modern’i ve Thames kıyısındaki birçok önemli yeri bu turda
görme fırsatı bulacaksınız. İndiğiniz durakta ise solunuzda meşhur London Eye
ve sağınızda Big Ben ve Parlamento Binası’nı görüyor olacaksınız.
London Eye hepinizin
bildiği gibi büyük bir dönme dolap aslında. Güzel fotoğraflar çekmek ve
manzaranın tadını en iyi şekilde çıkarabilmek için bu aktiviteyi siz de birçok
turist gibi mutlaka deneyin. Fakat hava yağmurluysa binmenin hiçbir esprisi yok,
maalesef bizim için böyle bir güne denk geldi.
London Eye’nin hemen yanında Sea Life London Aquarium ve London Dungeon (dünyanın ilk ortaçağ korku müzesi) var:
Akvaryum meraklıları ve adrenalin severler için harika iki seçenek... İnince
Big Ben’in ve Parlamento Binası’nın olduğu yönde ilerledik. Ek bilgi: Ünlü “Big
Ben” aslında saatin ya da kulenin değil kulenin içindeki 13 tonluk devasa çanın
adı. “Big Ben” olarak bildiğimiz kulenin gerçek adı ise Stephens Tower.
Sıradaki istikamet
Trafalgar Meydanı... Trafalgar Meydanı, Londra’nın en ünlü meydanlarından biri.
Londra’daki büyük etkinlikler, konserler burada düzenleniyor. Hemen yanında
resim ve sanat galerisi National Gallery var. Girişi ücretsiz; ünlü tabloların ve
sanat eserlerinin sergilendiği devasa bir galeri. Eğer sanata ilginiz varsa
mutlaka ziyaret edin. Ayrıca Trafalgar Meydanı’nda bol miktarda sokak sanatçısı
görebilirsiniz.
Biz Trafalgar Meydanı’nda kahve molası verdik ve National
Gallery’yi gezerek Leicester Meydanı tarafına ilerleyip güzel publardan birine
oturup değişik aromalı biralarının tadına baktık. Pub kültürü İngiltere’de
doğmuş bir kültür ve uzun adı “Public House” olarak geçer. Eskiden barlar ev
ortamı gibiymiş ve çok parası olmayanlar barlarda atıştırmalık yiyecekler yer
ve bira içer, daha fazla para harcamak isteyenler ise tavernaya giderlermiş. Londra’da
şehir merkezinde herhangi bir yönde 200 metre ilerlediğinizde kesin bir puba
rastlarsınız.
Günün sonunda Belgo
isimli deniz ürünleri restoranında yemek yedik; şiddetle tavsiye edilir! Deniz
ürünlerinin her çeşidi ve kendi yaptıkları aromalı biralarını mutlaka
denemelisiniz. Ardından içinden ağaç geçmesi ile de ünlü olan Waxy O’Connors adlı Pub’da geceyi
tamamladık.
Dördüncü güne Nothing
Hill’de başladık. Notting Hill’i cuma veya cumartesi günleri ziyaret etmenizde
fayda var. Burada güzel, küçük butikler ve harika cupcake’leriyle ün yapmış
fırınlar bulmanız mümkün. Size önerim Hummingbird
Bakery isimli cupcake dükkanı; hem en meşhuru hem de en bol ve en orijinal
çeşit barındıranı. Ayrıca her cumartesi Avrupa’nın en büyük bitpazarlarından
biri olan Portabello Market burada kuruluyor. Biz çok keyif aldık.
Gündüzü
tamamladıktan sonra Tube (metro)
ile Marble Arch durağında inerek Hyde Park’a gittik. Neden akşam Hyde Park
derseniz; sene içerisinde yalnızca Noel döneminde açılan renkli ve ışıltılı bir
panayır olan WinterWonderland’ı görmeden
dönemezdik. Marble Arch bölgesinde kurulan görkemli lunaparkların ve çeşit
çeşit oyuncakların yer aldığı, farklı sahnelerde küçük grupların performans
gösterdiği harika bir eğlence alanı... Güzel müzik, güzel içkiler ve keyifli
oyuncaklar ile güzel bir gece geçirdik.
Son günümüzü de öğle
yemeğinde meşhur “fish and chips” yiyip ardından da alışveriş için saatlerinizi
harcayabileceğiniz Oxford Caddesi ve onunla kesişen Regent’s Caddesi’nde geçirdik.
Regent’s Caddesi, Piccadily Circus ve Oxford Caddesi arasında yer alan alışveriş
caddesidir. Oxford Caddesi ise Tottenham Court Caddesi ile Hyde Park arasında
yer alan 2.5 kilometrelik Avrupa’nın en iddialı alışveriş caddesidir. Tabii bu
bölgede Türkiye’de bulunmayan ve ucuzluğu ile dillere destan Primark’a da
girmesek olmazdı, çünkü en büyük şubesi Oxford Caddesi üzerinde.
Bu caddede kesinlikle
gezmeniz gereken “M&M's World” de var, birkaç kat boyunca renk renk
M&M’lerden başka bir şey göremeyeceksiniz. Son saatlerimizi de buralarda değerlendirip
dönüş yolu için eve dönüp eşyalarımızı toparladık. Yine Stansted Havalimanı’ndan
İstanbul’a dönüş yaptık.
Mutlaka Görün;
Bir önceki Londra
seyahatimizde gittiğimiz için bu turda yer vermediğimiz ama sizin mutlaka görmenizi
tavsiye edeceğim yerler:
- Buckingam
Sarayı (Askerlerin görev değişimi törenini mutlaka izleyin), National
History Museum, Science Museum, Victoria& Albert Museum ve Tate Modern ve Royal
Albert Hall, Madame
Tussauds Müzesi, Greenwich
(Boylamların derecelendirilmesinde 0 olarak kabul edilen meridyenin geçtiği
yer), Brighton Pier
- lunapark, Harrods
Alışveriş Merkezi, Covent Garden.
İYİ SEYAHATLER
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder