Roman etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Roman etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

ROMANYA GENEL ve FAYDALI BİLGİLER

Ağustos 2017



Romanya'da gezdiğim şehir ve bölgelerle ilgili yazılarımı daha önce paylaşmıştım. Burada Romanya'da dikkatimi çeken insan yaşamı ve bu ülkeye özgü bilgiler paylaşmak istiyorum.

Başta şunu söylemeliyim ki Romen halkı, tarz anlamında bize çok benziyor. Çabuk sinirleniyorlar, trafikte aynı bizde olduğu gibi ağız dalaşı yapıyorlar, bazıları yardımsever, bazıları ise sert mizaçlı. Arkadaşım Vasile ile karşılaştığımızda, iki Türk dostun karşılaşması gibi nasıl oluyorsa aynen öyle olmuştu. Demek ki iki ülke arasında kültürel etkileşim varmış.


Seyahat ettiğim ülkelerin hiç birinde buradaki kadar sigara içen görmedim. Abartı olacak ama hemen hemen sigara içmeyen kimse yok gibi. Kısa bir zaman öncesine kadar kapalı mekanlarda da sigara içiliyormuş ama şimdi yasak. Ünlü restoranları Caru Cu Bere'nin güzelim süslemeli tavanları, duvarları sigara dumanından resmen sarı olmuş (bunu Bükreş yazımda yazmıştım). Üstelik sigara fiyatları aynen bizdeki gibi çok yüksek. 


Avrupa ve eski Sovyet ülkelerini gezerken adeta kıskançlık duyuyorum. Neden mi? Şehirlerde insanların hava almasına, spor yapmasına, çocukların eğlenmelerine imkan veren büyük büyük parkları bulunuyor. Ki bunlar şehrin merkezlerinde bulunuyor ama buradaki yeşili, ağaçları yok edip yerlerine AVM'ler, yüksek katlı rezidanslar yapmıyorlar. Büyük şehirlerimizde, örneğin İstanbul'da Gezi Park'ında yapılmak istenenleri ve yapılanları hatırladıkça, ülkem adına büyük üzüntüye kaplılıyorum. Romanya da bu konuda çok duyarlı bir ülke ve başkenti Bükreş'te bir çok park bulunuyor.


Romanya'da hatırı sayılır miktarda Roman (Çingene) nüfusu da bulunuyor. Bunlar 4 kategori (kast) sistemi içinde bulunuyor:

1-  Gabor ve Kalderash'lardan oluşan çingene gurubu. Bunlar safkan çingene ve yaşam kaliteleri yüksek olanlar. 2-  Khashtalo gurubu ise daha çok ahşap oymacılığı işiyle uğraşanlar. 3- Ev çingeneleri, bunlar da yerleşik düzene geçmiş olanlardan oluşuyor. 4- Çadır çingeneleri, bu kategoride olanlar genellikle, göçebe çingeneler. Son iki guruptaki çingeneleri ülkemizde de görüyoruz. Ama Romanlar Romanya'da oldukça büyük bir nüfusa sahip. Yukarıdaki resimde bir Gabor baba ve çocukları.
   

Burada genellikle Roman genç kızlar pembe, kırmızı, orta yaşlılar yeşil, yaşlılar da bordo ve koyu yeşil giyiyor. Yukarıda resimlerini paylaştığım Romanları da gördük, sokakta dilenenlerini de.


Romanya'ya gelip sadece Bükreş'i görmüşseniz, bence çok eksik bir iş yapmışsınız demektir. Kesinlikle Transilvanya turu bu ülkenin olmazsa olmazıdır. Transilvanya ile ilgili yazılarımı daha önce yazmıştım, okuyabilirsiniz.


Ama burada da kısaca söz edeyim; Peleş KalesiBran Kalesi (Namı diğer Kont Drakula'nın Şatosu),  Prejmer Kalesi, gibi tarihi yapılar, Bunlar ortaçağdan kalan tarihi birer miras Romanya'ya



BraşovSighişiora, Targu Mureş, Sibiu gibi şehirler mutlaka görülmelidir. Bu şehirlerde de tarihin derinliklerine dalabilirsiniz.


Özellikle Romanya köy yaşamında, modernlik ve gelenekselliği iç içe yaşamak için, Sibiel Köyü'nde kalınmalıdır.  


Romanya'nın yüksek dağları Alplerin uzantısı Karpat Dağları'nın, Transalpina ve Transfagaraşan geçişlerini yapmak oradaki doğanın güzellikleri içinde bulunmak, dünyanın en güzel yolu seçilen Transfagaraşan'ın o dik ve kıvrımlı yolunda mutlaka araba sürmek !!!


Yukarıda saydıklarımla birlikte, insanda uzay üssündeymiş hissi uyandıran, Turda Salina Tuz Madeni'nde bulunmadıysanız, Romanya'ya gittim dememelisiniz. Tabii ki Romanya'da benim gitmediğim başka güzel yerler de vardır elbette, ama ben gezdiklerimi ve yaşadıklarımı paylaşıyorum sadece.


Şimdi faydalı bilgilere geçelim;

VİZE :

Kırmızı yani genel pasaport sahipleri için vize uygulaması bulunuyor. Diplomatik, hususi ve hizmet pasaportu sahipleri için 90 güne kadar olan turistik ziyaretlerde, vize almaları gerekmiyor.

PARA :


Romanya'nın para birimi Romen Leyi (Ron). Bizim orada bulunduğumuz dönemde, Türk Lirası ile karşılaştırması 1 ley = 0,82 TL idi ama kurlar sık sık değişebiliyor. 

Pahalılık nasıl? sorusu sorulursa, Bükreş'in fiyatlarının İstanbul fiyatları olduğunu söyleyebilirim. Bizim ülkemizde fiyatlar bölge ve illere göre nasıl değişiyorsa, orada da durum aynı. Küçük şehirlerde fiyatlar, Bükreş'e göre daha makul.

ULAŞIM ;

Özellikle başkent Bükreş şehir içi yollar oldukça geniş. Ülke genelinde otoyollar daha yeni yeni inşa ediliyor bu nedenle şehirlerarası seyahatlerde dar yollar nedeniyle trafik sıkışıklığı yaşanıyor. Eğer Transilvanya'ya gidecekseniz, Bükreş çıkışındaki  yolların güzelliği sizi şaşırtmasın, çünkü Braşov yönünde bir süre sonra olacak sıkışıklık nedeniyle adeta çıldıracaksınız. 20 km. lik yolu 2 saat 30 dakikada geçtik ve o gün Bükreş - Braşov arasındaki sürat ortalamamız 30 km/saat. olmuştu.

Bükreş'te bulunan metro, turistik mekanlara ulaşımda kolaylık sağlıyor.  Taksi fiyatları da oldukça makul, genellikle taksimetre kullanıyorlar ama belki taksimetrenin açılması için, uyarmanız gerekebilir.

Şayet Transilvanya'ya gidecekseniz kiralık araç veya tren- otobüs gibi toplu taşıma araçları kullanabilirsiniz. Biz kiralık araç ile bunu gerçekleştirdik. Hem zamanı iyi değerlendirmek ve hem de bazı turistik mekanlara başka türlü ulaşma şansımız yoktu.



Bu ülkedeki kadar hiç bir ülkede bisiklet sporuna bu kadar önem verildiğini görmedim. Transilvanya turumuz sırasında, binlerce bisikletçi gördük, kadınıyla erkeğiyle. Eğer bisiklet sporuyla ilgiliyseniz ve zamanınız yeterince varsa, Transilvanya'yı bisiklet ile de gezebilirsiniz.

NE ZAMAN GİDİLİR :

Romanya için en güzel ayların Haziran ve Eylül ayları olduğunu düşünüyorum. Biz Ağustos ayında Romanya'da bulunduk, özellikle Bükreş'te adeta kavrulduk. Ayrıca sanatsal etkinlikler, festivallerde Eylül ayında başlıyor bu nedenle de bu ay sanırım en güzel zaman. 

YİYECEK - İÇECEK :

Romanya'da Romen restoranlarının dışında başka ülke mutfaklarına sahip restoranlar da bulunuyor. Dünyanın her tarafında olduğu gibi, Romanya'da da Türk dönerciler bulunuyor. Eğer ki yemek konusunda sıkıntınız varsa burada bu manada sıkıntı yaşamazsınız. 

Romanya'da denediğimiz Romen yemeklerinden bazıları;  
     

Sarmale; Bizdeki lahana sarmasına benzeyen bir yemek ama farklı bir lezzeti var, bana sorarsanız bizimki daha güzel. :) Bunu Mamaliga ve kaymak ile servis ediyorlar. Mamaliga, polentadan yapılmış bir yemek, öğütülmüş mısırın püresi gibi bir şey. Yemekler genellikle bununla servis ediliyor. Romenler için vazgeçilmez görünüyor ama bize pek lezzetli gelmedi doğrusu.


Bir çok yerde gördüğümüz yani sevilerek yenen bir tatlıları var adı Papanasi. Bizdeki lokmanın üzerine krem peynir ve yaban mersini reçeli konulmuş bir tatlı olarak düşünün. Yerken tokluk durumunuza göre yorumunuz farklı olabilir. 


Sokaklarda da pişirilip satılan ilginç bir yiyecekleri var adı, Kürtőskalács, Kürtösh. Aslında Macar hamur işi olmasına karşın, burada pek seviliyor. Kömür ateşi üzerinde pişirilen bu kek üzerine, fındık, fıstik çikolata gibi yiyeceklerle lezetlendiriliyor. Biz de deniyoruz ve sıcakken güzel ancak soğumadan bitirmek gerekiyor, çünkü soğuyunca setleşiyor ve tadı kaçıyor.


Transilvanya turu yapacaksanız, yolunuz üzerindeki dağlık bölgelerde ahududu, yaban mersini v.s. gibi yaban hayatı içindeki bitkilerden toplayıp tadına da bakabilirsiniz.

Romanya'nın biraları hem güzel hem de ucuz. Farklı içme suları karın ağrısı yapabiliyor, iyi olanını deneyerek bulabilirsiniz.
BARINMA :


Bükreş'te eski şehir merkezinde veya yakınında bir otelde kalırsanız, buraları yürüyerek gezebilirsiniz. Ayrıca gece hayatının kalbi de zaten burası. Diğer şehirler zaten küçük şehirler olduğu için, genelde şehrin merkezindeki otel ve pansiyonlarda kalabilirsiniz, fiyatlar makul ölçülerde. Ancak Sibiel Köyünde bir pansiyonda mutlaka kalmalısınız.



İYİ SEYAHATLER
       

ROMANYA - TARGU MUREŞ

           Ağustos 2017


Bugün ilk hedefimiz Sighişora'dan yaklaşık 60 km. ileride bulunan Targu Mureş kenti. Kente varınca önce arabamızla şehire bir panoromik tur atıyoruz. Sonra park etmek için uygun bir yer arıyoruz ve zor da olsa yol kenarında bir araçlık yer bulunca, aracımızı park edip şehir turuna başlıyoruz.


Yolumuzun üzerinde ilk karşılaştığımız tarihi mekan Turda Mures Fortress (Cetatea Medievala )Romanya'nın diğer yerleşimlerinin aksine, bu kaleye girişte para almıyorlar, şaşırıyoruz doğrusu.

Daha önceki yazımda, Sighişoara kalesinden söz ederken 7 kulesi bulunduğundan söz etmiştim. Bu kalede de aynı şekilde 7 adet kule (burç) bulunuyor. Bu kulelerin her biri bir meslek loncasına ait. Kasaplar Kulesi, Terziler Kulesi gibi. Bu kulelerden bazılarını geziyoruz. Burçlardan birinde resim sergisi yapılıyordu ve görevlilerin yaklaşımı çok sıcaktı.



Bu kale ve içindeki manastır 1492 yılında Prens Stefan Bathory döneminde yapılmış. Daha sonraki dönemlerde de ilaveler yapılmış ve şimdiki son durumuna getirilmiş. Şimdi oldukça temiz ve bakımlı bir kale burası. Kale içinde bulunan mekanlar da ziyarete gelenlere kolaylık olsun diye ok işaretleriyle donatılmış.


Nurşen'in keyfi yok bugün, kendini yorgun hissediyor burçlara çıkmak ve kaleyi gezmek zor geliyor ona. O bir tarafta oturup dinlenirken ben de kale içinde tur atıyorum.


Kaleden çıkışta en yakın tarihi bina, Mara Katedrali. Katedralin önünde ise uzunca bir park bulunuyor buranın adı Piata Trandafirilor (Gül Meydanı). İki caddenin arasında bulunan bu park kentte insanlara hava alacak ve dinlenecek bir mekan sunmuş. Katedralin önünde ise Avram İancu'nun bir heykel bulunuyor.


Targu Mures'in, merkezi konumdaki Piata Trandafirilor (Roses Meydanı)nın çevresi, modern sokak kafeleri ve restoranlar, kiliseler ve anıtlarla kaplı. Burada gezerken önünde insanların kuyruk olduğu bir börekçi görüyoruz. Oradan aldığımız ıspanaklı ve kıymalı börekleri bu park içinde mideye indiriken, hem açlığımız gideriyor, hem de biraz dinlenmiş oluyoruz. İnsanların sıraya girdiği kadar varmış, börekler oldukça lezzetliydi.


Yine bu bölgede yürürken, başlarında fötr şapkalarıyla Romen Romanlarını ( Çingeneler ) görüyoruz, bunlar bir baba ve çocukları. Onların resimlerini çekmek için izin istiyorum, kabul ediyorlar. Daha sonra bana seslenip beraber resim çekilmek istiyorlar ve şapkalarından birini bana veriyorlar. Resim çekildikten sonra, birisi bana şapkanın içindeki Gabor yazısını gösteriyor, yani biz sıradan Roman değiliz anlamına geliyor bu.

Burada biraz Romanlardan ( Çingene) kısaca söz edelim. Burada yaşayan Romanlar dört kategoriye ayrılıyorlar;

1-  Gabor ve Kalderashlardan oluşan çingene gurubu. Bunlar safkan çingene ve yaşam kaliteleri yüksek olanlar. 2-  Khashtalo gurubu ise daha çok ahşap oymacılığı işiyle uğraşanlar. 3- Ev çingeneleri, bunlar da yerleşik düzene geçmiş olanlardan oluşuyor. 4- Çadır çingeneleri, bu kategoride olanlar genellikle, göçebe çingeneler. Son iki guruptaki çingeneleri ülkemizde de görüyoruz. Ama Romanlar Romanya'da oldukça büyük bir nüfusa sahip.


Baba bu sırada arkadan gelen kadın Romanlara birlikte resim çekilmek için sesleniyor fakat kadınlar bağırışarak bir dükkana giriyor ve resim çekilmiyorlar. Oysa üzerlerindeki renkli, cicili, bicili giysileri ile Roman kadınlarla resim çekilmek de hoş olacaktı. Burada çok sayıda Roman görüyoruz. Biz de yol üzerinde rastladığımız bir kadın Romanı fotoğraflıyoruz. Burada genellikle Roman genç kızlar pembe, kırmızı, orta yaşlılar yeşil, yaşlılar da bordo ve koyu yeşil giyiyor. Yukarıda resimlerini paylaştığım Romanları da gördük, sokakta dilenenleri de.

Buraya yakın Valenii Roman köyünde bir evde kalmak ve orada yemek yemek de sözkonusu ama bunu tercih etmiyoruz.


 Yolumuz üzerindeki tarihi yapı, şu anda  Ethnography and Folklore Museum olarak kullanılıyor. Bu müzeye giremiyoruz çünkü planımıza göre kısıtlı zamanımızı burada aşmamamız gerekiyor. Daha Turda'ya gideceğiz.


Şehrin merkezinde böylece bir tur attıktan sonra Turda'ya doğru yola çıkıyoruz.


Romanya - Turda Tuz Madeni yazımı okumak için tıklayınız...


İYİ SEYAHATLER