YUNANİSTAN - SEREZ- DRAMA

 Ağustos 2015                    
                                                                       
SEREZ ( SERRES) ;                                                                  



Selanik'ten yola çıkıyoruz şimdiki hedefimiz Serez (Serres). Rahmetli Halil amca (Kız kardeşimin eşi Aslan'ın babası) nın memleketi. Yaşamında çok neşeli olan amcamız hep Serez'i yadederdi. İşte onun doğup büyüdüğü memleketini görmek istedik. Mezarına serpmek için de memleket toprağı aldık ona Serez'inden.


Kısaca tarihinden söz edersek; Serez Osmanlı tarihinde önemli bir merkez olmuş ve 1912 Balkan savaşı sonrasında, Osmanlı'nın elinden çıkmıştır. Osmanlı'ya başkaldıran en önemli isyancılardan biri olan, Şeyh Bedrettin de Serez çarşısında asılarak idam edilmiştir. Ayrıca İttihat ve Terakki örgütlenmesinin de önemli merkezlerinden biri olmuştur burası.

DRAMA ;



Serez'den yola çıkıyoruz bu defa da hedefimiz Drama. Drama güzel parkları, asırlık ağaçları, şırıl şırıl akan sularıyla ünlü. Şehrin merkezindeki Santa Barbara parkı ve içinde kaynayan suları ile, o sıcak havada insanı serinletiyor.

Resimdeki havuzun dibinde antik dönem kalıtlarını da görebilirsiniz.


Burada da, diğer Yunan şehirlerindeki gibi kafe, bar, restoranlar dolu. Ekonomik kriz yaşadıkları söylenen Yunanistan'da böyle bir kriz görüntüsü görmedik gerçekten. Ki bizim orada bulunduğumuz dönemde AB'ye olan borçları nedeniyle büyük bir kriz yaşandığını okuyor ve izliyorduk medyadan ve hatta bazı siyasetçilerimiz onlara ekonomik destek vermekten söz ediyordu ama maşallah burada kriz mıriz falan hakgetire. Mandıra Filozofu filmindeki karakterin dediği gibi " Ben çalışmaya karşıyım " diyorlar, mantalite resmen bu.


Drama çarşısında bir kafenin (yandaki resimdeki) vitrininde güzel börekler görüyoruz, siparişi verirken dil konusunda zorlanırken, daha sonra börekçi ustası ve kafenin sahibi olan Yannis yanımıza geliyor ve başlıyor Türkçe konuşmaya. Kendisi Samsun'dan buraya göç eden bir ailenin çocuğuymuş.

Sohbetimiz sırasında, merakla Drama köprüsünü soruyoruz, o "Aman boş verin, her gelen Türk bunu soruyor, buradan 25 km. uzakta olan kötü bir köprü görmeye değmez "diyor. Bizim de, türkülerde duyduğumuz, bu köprüye ilişkin hayallerimizi de yıkıyor böylelikle. Bu kafe çarşıdaki caminin hemen arkasında. Şayet yolunuz düşerse Yannis ustanın lezzetli böreklerinden denemenizi ve lütfen bizlerin de selamını söylemeyi ihmal etmeyin.


Daha önceki yazılarımda bahsetmiştim kutsal alanların dönüştürülmesinden. İşte resimdeki Drama çarşısındaki cami, kiliseye dönüştürülmüş.



Şimdi sırada İskeçe var. Drama'dan yola koyuluyoruz tekrar ve yol üzerinde yine Kaval'nın güzel manzarası seyretmek için bir mola veriyoruz. Daha sonra Kavala kurabiyesi almak ve eksik bıraktığımız kaleyi görmek için tekrar Kavala'ya giriyoruz.


Bakınız kaleden Kavala ne güzel görünüyor değil mi?


Yunanistan seyahatimde İSKEÇE VE GÜMÜLCİNE yazılarımı okumak için tıklayınız..



İYİ SEYAHATLER



1 yorum:

Unknown dedi ki...

Keşke Serez'in esnaf çarşısında Şey Bedrettin'in asıldığı ağaç ve gömüldüğü orta Türk mezarlığına da gitseydiniz.