Ocak 2017
Bangkok Don Mueang havaalanından Asia Air uçağı ile yaklaşık bir saatlik yolculuk sonrasında Vientiane Wattay havaalanına iniyoruz. Yabancı turistler vize kuyruğuna girerken, biz vizemizi Bangkok'tan aldığımız için ( Bu konuya Laos Genel Bilgiler yazımda bahsedeceğim, gitmek isteyenler için önemli bilgileri de içerecek bu yazım) hemen sıraya giriyoruz, ve sıra bize geldiğinden görevli bizi VIP çıkışına götürüyor ve oradan çıkmamız gerektiğini söylüyor. Meğer biz VIP'mişiz de haberimiz yokmuş.. :). Tayland Koh Samui'de de beni diplomat sanmışlardı, sanıyorum tipim buna müsait. :).
Havaalanından tuttuğumuz bir Van ile otelimize geliyoruz. Havaalanında bir taksi deski var ve şehire ulaşım fiyatı standart, taksi 7 USD, Van 8 USD. Oteli gitmeden bir günlük rezerve etmiştim. Seyahatlerimde orada kalacağım gün kadar değil, sadece ilk gün için otel rezervasyonu yapıyorum. Çünkü internet sitelerinde resmini koydukları odayı değil en kötü odayı veriyorlar çoğunlukla. Bu durumda daha düzgün, daha uygun fiyatlı bir yerde kalma olanağımız da oluyor.
Yorgunluğumuzu attıktan sonra (sadece bu günkü yol nedeniyle değil, Bangkok'ta da kendimizi hep yorgun hissetmiştik. Dışarısı nemli ve sıcak, metrolar buz gibi, in - bin vücudumuz adeta deneme tahtasına dönüyor. Bir de kış şartlarından böyle bir ortama geldiğimizi düşünün. :). Mekong nehri kıyısında yürüyoruz. Burada bireysel ve kitle sporu yapıyor her yaşta insanlar. Aslında müzik eşliğinde adeta dans edercesine spor yapan insanlara katılmak istiyoruz ama yorgunluktan hiç şansımız yok.
Burada kurulan akşam pazarında fiyatlar oldukça düşük. Nurşen bir şeyler almak istiyor ama onu son günümüze bırakıyoruz.
Mekong nehrinin bir kıyısı Laos, diğer kıyısı Tayland. Vize almak için uğraşacağımıza yüzerek geçmek daha kolay olurdu. :). Resimde karşı kıyı Tayland.
Bu arada Laos insanından söz edeyim; İnsanlar genelde çok sakin, çok kibar, utangaç tavırlı, güleç yüzlü. Bu bölgenin diğer ülkelerindeki (henüz Vietnam'ı bilmiyorum) insanların aksine, ne satıcılar, ne taksiciler ne de esnaf insana yapışıp rahatsız etmiyorlar. Nurşen'in deyimiyle, insanları Tayland ve Kamboçya insanına göre daha güzel. Resimde Anouvon Park heykeli.
Bir başka önemli şey de dilenen insan nadiren görebiliyorsunuz. Aslında insanlar zengin değil, ama sanırım onurlu duruşları buna izin vermiyor. Ülke 1975 yılından beri komünizmle yönetiliyor. Halkın bu yönetim yapısıyla ilgili düşüncelerini henüz öğrenemedim, çünkü İngilizce bilen az ve bilen de sadece işi ile sınırlı biliyor. Umarım Laos'tan çıkmadan bunu öğrenecek ortamı bulurum. Bu konudaki düşüncelerimi "Laos - Genel ve Faydalı Bilgiler" yazımda anlatacağım.
Yine gerek Tayland gerekse Kamboçya'ya şehirlerine göre çok daha temiz Vientiane, henüz diğer şehirleri bilmiyoruz. Trafik akışı oldukça iyi, belki de araç sayısı nedeniyle de bu böyledir. Ancak dikkatimizi çeken bir konu da, araçların yeni araçlar olması, eski araç trafikte görünmüyor. Tabii ki uzak doğunun vazgeçilmez ikilisi Tuk-Tuk ve motorsiklet.
Diğer uzak doğu ülkelerinde olduğu gibi, burada da çok sayıda Avrupalı yaşıyor. İçlerinde emekli olanlar olduğu gibi genç Avrupalılar da var. Genelde Avrupalı erkekler buradan bir kadın almış, kendilerine baktırıyorlar. Kendi ülkelerinde aldıkları emekli maaşı veya işsizlik parasıyla burada krallar gibi yaşıyorlar. Kendi ülkeleri kar buz içindeyken, onlar burada güzel iklimde sefa sürüyorlar.
Bugün yolumuz Buddha Park'a (Xieng Khuan) . Otelimizi önünden bir taksi ile pazarlık ederek 200.000 kip'e (25 USD)gidiş dönüş için anlaşıyoruz. Bu arada hemen belirteyim, ulaşım burada Tayland'a göre çok pahalı. Sanırım sebebi de petrol fiyatlarının yüksekliği olsa gerek.
Buddha Park şehirden yaklaşık 25 - 30 km. mesafede. Trafik akışı yavaş işlediğinden bir saat falan sürüyor gidiş. Bu park 1958 yılında yapılmış ve içinde Hindu ve Budist heykelleri bulunuyor. Bu değişik figürler arasında, cennet - cehennem, korkunç yaratıklar, savaşan insanlar, Hindu efsanelerinde yer alan yaratıkların figürleri var. Biraz da doğrusu oyun parkına benziyor, Buddha günahımı affeyleye. :)
( Seyahat Günlükleri ) blogunda okuduklarım bana Laos seyahatimi hazırlarken bana çok yardımcı oldu. Blog yazarına buradan teşekkürlerimi iletiyorum. Dönüşte, bu blogda okuduğum, Th Khu Vieng caddesi üzerindeki Kvieng Fried Chicken'e de uğramayı ihmal etmiyoruz. Burası daha çok yerli halkı yemek yediği çok basit bir lokanta. Kızarmış patates ve piliç, Kenthucky Fried Chicken'e en az 2 basar. :)
Şimdi sırada Pha That Luang var. Pha That Luang adeta Vientiane'nin simgesi niteliğinde. Burası 236 yılında, buranın ilk yönetimi tarafından yaptırılmış. İçine girerken bilet aldık sadece duvar kenarlarında buda heykelleri bulunuyordu ve onların da üstü kapalıydı. Zaten burası bir tapınak değil sadece bir Stupa. Adamlara niye bilete para verdik diye soruyorum, onlarda Stupanın etrafını tavaf edin diyorlar. :)
Bu gezimizin ardında otelde bir süre dinlenip, akşam görüntüsünü görmek için Victory Monument'e gidiyoruz. Yapılan ışıklandırmayla akşam bu saatinde oldukça güzel görünüyor bu anıt. Fransız sömürgesi olduğu dönemde, geniş caddesi ve şehrin girişi niteliğinde olan bu yapı Paris'teki Champ Elysee caddesi ve Zafer Takından ( Arc De Triomphe ) esinlenmiş. Ertesi gün bir de gündüz gözüyle görmek için tekrar gidiyoruz bu anıta.
Artık güzel bir restoranda hem yorgunluğumuzu, hemde açlığımızı gidermek var. Restoranda biftek ve salataya eşlik eden şarap ile gecemizi tamamlıyoruz.
Sırada Talat Lao (Lao Marketi) var. Burası çok önemli bir turistik yermiş gibi yazılmıştı bloglarda ama çok sıradan ve küçük bir alışveriş merkezi. 2. Katında bulunan kuyumcuların bazısının önünde çok kalabalık vardı, nedenini anlayamadık. Altına hücum gibiydi. :) Burayı gezerken elektrikler kesilince fotoğraflayamıyoruz.
Yolumuzun hemen üzerinde Wat Sisaket tapınağı bulunuyor. Bu tapınak 1818 yılında kral Anuovong tarafında yaptırılmış. Bu tapınakta 6840 tane buda heykeli bulunuyor.
Bu tapınakta gezerken, güzel bir gelin ile yakışıklı bir damat ile resim çektirmek istiyoruz. Bizi kırmıyorlar, kendilerine mutluluklar dileyip tapınaktan ayrılıyoruz. Gelin ve damatın görünce bütün Laos'luları böyle güzel zannetmeyin. :)
Günümüzün son ziyaretini National Museum'a yapıyoruz. Bu müze biraz karışık bir müze, içinde kazılarda bulunmuş dinazor kemiklerinden, 1975 yılında yapılmış olan devrime ait sergilenen objelere kadar her şey var. Onlardan birini paylaşayım.
Sırada Lao Masajı var. İki gün ardı ardına masaj yaptırdım, masajcı beni adeta hırpaladı. Nereden bulursun be adam o ağrıyan noktaları. :) Resmen dayak yemiş gibi oldum ama sonra çok rahatladım.
Gezdiğimiz ülkelerde çocuklarla resim çekilmek artık bir geleneğimiz oldu.
Akşam bir restoranda Mekong balığı yiyoruz ve yarın yolumuz Konglor Cave'e.
Konglor Cave yazımı okumak için tıklayınız...
İYİ SEYAHATLER
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder