AĞUSTOS - 2025
Çin ile ilgili ''Genel ve Faydalı Bilgiler''den sonra gelelim gezdiğim Çin şehirlerine;
Çin'e gitmeden önce yaptığım araştırmalar sonunda, Pekin, Xi'an, Zhangjiajie, Guilin ve Şanghay'a gitmeye karar verdim. Eşim Çin seyahatine gelmek istemeyince bu kez yalnız gittim. Çin'de ilk gittiğim şehir Pekin oldu. Şimdi sırasıyla gittiğim şehirleri yazmaya başlıyorum.
İzmir'deki evimden çıkıp Pekindeki otelime varmam tam 27 saat sürdü. Bunun sebebi, THY'larının pahalı biletini almayıp, neredeyse yarısına denk gelen fiyatla Katar Hava Yollarını tercih etmemdi. Çünkü 1 saatlik İzmir - İstanbul uçuşu, 4 saatlik İstanbul - Doha uçuşu ve 9 saat süren Doha - Pekin uçuşu ile havaalanlarına en az 2 saat önce varış, havaalanlarında bekleme nedeniyle, bu kadar zaman aldı. THY ile gitseydim tabii ki daha kısa zaman olacaktı.
Çin'e girmek bir mesele. Normal pasaportlular bireysel vize alamıyorlar. Sadece tur firmaları aracılığıyla grup vizesi alabiliyorlar. Ama bazı vloggerlerin tek başına gezen kişiler olduğunu yayınlarında gördüm ama nasıl vize aldıklarını bilmiyorum. Benim yeşil pasaportum olduğu için sıkıntı yaşamadım. Çin son dönemde bir çok ülkeye vizeyi kaldırmasına rağmen Türk vatandaşlarına uygulamaya devam ediyor. Bunun sebebi tabii ki siyasi olmalı.
Pasaport kontrolünden önce, pasaport okuyan cihaza gidip pasaport okutuluyor, parmak izleri alınıyor, yüz taraması yapılıyor ve o andan itibaren ülkenin bilgi sistemine kayıt olunuyor. Ülkenin neresinde olursanız olun artık hep kontrol altındasınız. Pasaport kontrole gelince polis bana kaç gün kalacağımı sordu 3 hafta deyince damgayı vurup pasaportumu verdi.
Uçağımın indiği Pekin Daxing Havaalanı terminalinden gece yarısını geçerken çıktım. Önceden rezervasyonunu yaptığım taksici beni bekliyordu. Bu saatte toplu taşım kalmadığı için otelime taksi ile gitmek durumundaydım. İyi de oldu, bu yorgunluğun üzerine birkaç araç değiştirmek zorunda kalmamış oldum. Yaklaşık bir saat süren yolculuktan sonra otelime vardım. Bu kadar uzun ve yorucu yolculuktan sonra, otelime varır varmaz hemen dinlenmeye çekildim. Ertesi gün öğle vaktine kadar uyudum.
Otelimin rezervasyonunu yaparken, özellikle daha sonra tren yolculuğu yapacağım Xi'an şehrine gidecek hızlı tren Beijing West istasyonundan kalkacağı için zaman kazanmak açısından o istasyona yakın bir oteli tercih ettim. Pekin çok büyük bir şehir burası Pekin'de göreceğim yerlerin neredeyse ortasına da denk geliyordu. Oraya gidince doğru bir tercih yaptığımı daha iyi anladım. Ayrıca bu istasyon metro bağlantılı olduğu için, şehir içinde her yere ulaşmak da kolay oldu benim için. Çünkü trafiği de oldukça yoğun bir kent, hele iş çıkışlarında trafik adeta kilitleniyordu, bizdeki gibi.
Sabah kahvaltıdan sonra kenti gezmeye başlayacaktım ama cebimde beş Yuan bile yoktu. Daha önceki yazılarda okuduğumun aksine kaldığım otelde para değişimi yapmadılar. Otelin karşısında bulunan bankadan yapabileceğimi söylediler. Oraya gittiğimde de sanki bu işi ilk defa yapıyorlarmış gibi bir çok giden gelen oldu hep birbiriyle konuştular tabii ki aralarında ne konuştuklarını bilmiyorum ama benim işimi yapamadılar. Söyledikleri şey soyadımda bulunan Ş harfinin klavyelerinde bulunmayışıydı. Bank of China'ya gitmemi önerdiler o da biraz uzakmış ve oraya gidecek taksiye verecek param da yoktu. Orada bir bayan görevli beni yakında bulunan beş yıldızlı otele yönlendirdi de orada oranın müşterisi gibi davranıp zorla 200 USD bozdurabildim. Bu yüzden baya bir zaman kaybım oldu.
YAZLIK SARAY;
Artık cebimiz para görünce)) gezmeye başlayayım dedim. İlk olarak Yazlık Saraydan başladım. Daha önceki yazımda da paylaşmıştım taksi fiyatları oldukça makul ölçülerde Çin'de diye, bir taksiye atladım ve 40 Yuan'a Yazlık saraya vardım.
Bilet kuyruğuna girdim, sıra bana gelince pasaportumu verdim, görevli benim yaşımdakilerin (60 yaş üstü) ücretsiz olduğunu söyledi ve içeriye girdim. Bazen yaşlı olmak da işe yarıyor )))). Normalde giriş ücret 60 Yuan.
Buradaki Kumming gölü oldukça büyük bir göl. Yazlık Saray bu gölün etrafında 290 hektar alana yayılmış. Gölü tepeden gören ana saray ile göl civarında daha küçük saraylar var. Ama o gün (veya her zaman) ana saraya girmeye izin vermiyorlardı. Benim için biraz da iyi oldu doğrusu, epey merdiven çıkmak zorunda kalacaktım ))).
O gün genç kızlar, kız çocukları arada bir erkek çocukları ve bazı anneler geleneksel kıyafetler içindeydiler. Burada dil konusu o kadar zor ki, bunun nedenini birine sorup öğrenemedim. Sadece onların fotoğraflarını çekmekle kaldım. Çin'de gezdiğim yerlerde yabancı turistler azdı, genelde Çinliler vardı ve çok kalabalıktılar.
Burada gölde dolaşan teknelerden birine binip gezindim, oldukça dinlendirici oldu benim için. Burada da bir yabancı olarak çoğunluğun dikkatini çektim. Özellikle küçük çocuklar gözlerini ayırmadan, ilgiyle izliyordu beni. Onlarla fotoğraf çekilince de seviniyorlardı, aileleri de öyle.
Yukarıdaki fotoğraftaki kadına fotoğraflarını çekip çekemeyeceğimi sordum, kibarca kabul edip hemen kızıyla poz verdiler o yüzden onların fotoğrafını da sayfama koydum.
Otele dönmek için bir taksi durdurdum, taksici taksimetreyi açmadan benden 150 Yuan istedi ve hemen taksiden indim. Başka bir taksiye bindim, o da tam üçkağıtçı çıktı ben farketmeden gece tarifesi açmış, otele vardığımda 115 Yuan yazıyordu, 100 Yuan verdim güle oynaya aldı. Taksicilere her yerde dikkat etmek gerekiyor.
Akşam yemeğinde istasyondaki bir restoranda yemek yedim, hemen bağırsaklarımı bozdu otele zor yetiştim. Ertesi gün de aynı şey olunca, onların yemeklerinden yememeye karar verdim orada. Daha sonra başka şehirlerde aynı yemekten yememe rağmen böyle bir durumla karşılaşmadım.
Tiananmen Meydanı ve Yasak Şehir;
Otelimden çıkıp hemen yakınımdaki metro istasyonundan iki metro değiştirerek Tiananmen durağında indim. Tiananmen meydanı, Çin'in askeri güç gösterileri ve özellikle gençleri 1989 yılında daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi talepleriyle gösteriler yaptığı ünlü bir meydan. Ama meydan bariyerlerle çevrilmiş, oldukça çok sayıda güvenlik görevlilerinin olduğu ve yolun karşıdan karşıya geçilmesinin dahi yasak olduğu bir durumdaydı. Tabii yine dil sorunu yüzünden, nedenini öğrenemedim. Bu gösterilerin yapıldığı 5 Haziranda yasaklandığını biliyordum ama o gün niye yasaktı acaba?
Ekonomik sıkıntıların arttığı, enflasyonun %30'lara dayandığı (bizim gibi %150 ye varan enflasyon olsaydı ne yaparlardı acaba?) ve halkın açlık seviyesinde olduğu 1989 yılında bu meydanda yapılan gösterilere karşın Çin hükümeti meydana 4 Haziran'da 200 bin asker yollamış ve gösterileri kanlı bir biçimde bastırmış. O günlerde Çin kaynaklarına göre 200 yabancı kaynaklara göre ise 3000 ile 10000 üzerinde sivil katledilmiş.
Tiananmen Meydanı Direnişinin sembolü olmuş ''Tank Adam'' fotoğrafı o dönemlerden hafızalarımıza kazınmıştı, ben de çok iyi hatırlıyorum.
Bir Çinli bir tankın üzerine çıkmış ve askerlerle konuşmuş, daha sonra kendini tankların önüne atmış ve insanların katledilmesini engellemeye çalışmış. Daha sonra iki kişi onu tankların önünden uzaklaştırmış ama ondan sonra o kişinin akıbeti bir sır olarak kalmış.
Bu kadar güvenlik önlemi nedeniyle Mao ZEDUNG'un meydandaki mozelesine de gidemedim tabii ki.
Buradan yaklaşık 2 km. mesafedeki Yasak Şehir'e yöneldim. Daha bu kadar mesafe varken kimlik kontrolü yapılıyordu ve pasaportumu verdim makineye soktular ve geçiş izni verdiler. Gittiğim şehirlerden özellikle Pekinde çok sıkı güvenlik önlemleri vardı, neredeyse tuvalete girerken bile pasaport kontrolü yapıyorlardı.
Yasak Şehir girişinde yine kontrolden geçerek oldukça büyük bir meydana geldim. Giriş için çok uzun bir sıra vardı, ben de sıraya girdim. Girişte yine pasaportu verdim ama bir türlü okutamadılar, biletimi sordular ben de 60 yaş üstü dedim. Meğerse orada 60 yaş üstü biletinde %50 indirim varmış. Bu kez de uzun bilet kuyruğuna sonra da yine giriş kuyruğuna girdim. Nihayet sonunda kendimi Yasak Şehir'e attım.
Yasak şehir oldukça büyük bir alandan oluşuyor. Her yerini gezmeye kalkmak, oldukça uzun zaman gerektiriyor. Ben de zamanımın yettiğince burada gezdim.
Yasak Şehir 15. Yüzyıldan, 20 yüzyıla kadar olan dönemde Çini yöneten Ming ve Qing hanedanlarının ikametgahını oluşturan bir saraylar kompleksiymiş. İç içe geçmiş büyük avlular vardı, bir büyük avludan çıkılıyor bir başka büyük avluya geliniyor.
Bunların sağında ve solunda da çeşitli amaçlarla kullanılan başka binalar bulunuyor. Ama gerçekten çok büyük emek ve para harcanmış bu güzel binalara. Genelde ahşaptan yapılmış, ahşap oymacılığı ve süslemeler olağanüstü güzellikteydi. Burada geleneksel Çin Mimarisinin örnekleri sergilenmiş.
ÇİN SEDDİ;
Planım ertesi gün Çin Seddine gitmekti ama çok şiddetli yağış vardı. O nedenle günü genelde otel ve civarında dolaşarak vakit geçirdim.
Ertesi gün rezervasyon yaptığım tur firmasının buluşma noktası olan Dongzimen metro istasyonuna varabilmem, üç metro değiştirerek bir saatimi aldı. Neredeyse buluşma saatini kaçıracaktım. Oradan bir rehber eşliğinde 1,5 saat süren otobüs yolculuğuyla, biraz uzak ama daha az kalabalık olan, Mutianyu kapısına gittik. Çin Seddi için ikinci kapı da var. Badaling kapısı daha yakın ancak oraya giden insan sayısı çok daha fazla olduğu için, seddi gezerken daha kalabalık va rahatsız oluyormuş. Bu nedenle benim katıldığım tur bizi Mutianyu kapısına götürdü.
Tur firması rehberi tura katılanları önce bir mekanda ağırlıyor ve daha sonra teleferikle sedde çıkmak üzere yönlendiriyor. Tura katılanlar arasında iki kişi Türkçe konuşuyorlardı, kendilerine merhaba dedim. Birisi Özbek diğeriyse Azeri imiş. Onlarla birlikte teleferiğe yürüdük, ama ne yürüyüş. Adamlar teleferiği neredeyse dağın ortasından başlatmışlar oraya çıkarken bile oldukça yoruldum.
Teleferikle kısa sürede Çin Seddine vardık. Ama hava o kadar kötüydü ki, sis ve yağmurdan hiçbir yer görünmüyordu. burada iki güzergah vardı, bunlardan biri 1,5 km. diğeri ise 2,5 km. idi. Ben kısa olanını tercih edecektim ama rehber buranın çok iniş çıkışlı olduğunu, diğerinin ise daha düz olduğunu söyleyince uzun olanını tercih ettim.
Sedde yürüyüp video çekerken bir kaç kişi ilgiyle beni izliyorlardı. Bunlardan biri Türkçe - İngilizce karışık benimle konuşmaya başladı. Kendileri Moğolmuş ama Çin'in Sincan eyaletinde yaşıyorlarmış. Onlarla da kısa bir video çekimi yaptım, Çin yönetimi altında yaşamaktan pek mutlu değillerdi.
Onlardan ayrıldıktan sonra, yürüyüşüme devam ettim. Aynen ben gibi oradaki insanlar da beyaz bir duvara karşı yürüyor 30 m. ilerimizi göremiyorduk. Daha önce hazırlanırken gördüğümüz güzel manzaraları sadece bazı yerlere konulmuş olan fotoğraflarda görebildik.
10. gözetleme kulesine geldiğimizde bile bir hayli yorulmuştum. Oradaki görevliye ne kadar daha yol kaldığını sordum o da 200 m. kaldı dedi ve ben de çok fazla yol kalmadığını düşünerek yola devam ettim. Hele 11 ile 12. kuleler arasındaki yola geldiğimizde yok resmen 45 derece eğimdeydi ve durmadan merdiven çıkıyorduk. İlerisini görmediğim ve rehberin orası daha düz sözünden dolayı, nasıl olsa düzleşir diye devam ettim.
Takatimin kesildiği bir noktada dinlenirken, bizim tur grubundan bir karı-koca halimi görünce, daha ileri gitmemin bir anlamı olmadığını, sisten hiçbir şeyin görünmediğini söylediler. Zaten kule bir hayli yüksekte hayal meyal görünüyordu o sırada. Ben de onlara, o kulenin adının Kahramanlar Kulesi olduğunu biliyormusunuz, ben de o kuleye kadar gidip kahraman olmak istiyorum deyince bir kahkaha kopardılar ve yürüyüp gittiler. Bende zaten takat kalmamıştı ve geriye dönmek için daha enerjiye ihtiyacım vardı. Kahraman olamadan! oradan dinlene dinlene geriye döndüm))).
Küçük bir Çinli kıza son noktada yol sordum, bana tarif etti ve İngilizce konuştuğu için de hem kendisi hem de annesi mutlu oldu. Fotoğraf çekilmek isteyince tabii ki kırmadım ve birlikte fotoğraf çekildik. Hatta ben bir yerde dinlenirken yanıma gelip, orada oturmamı kendisinin yolun doğru olup olmadığını araştıracağını söyledi ve gidip döndüğünde yolun doğru olduğunu teyid etti.
Buluşma noktasına geldiğimde, ter, sis, yağmur nedeniyle sudan çıkmış sıçan gibiydim. Sırt çantamda bulunan kuru, artık ne kadar kuruysa, giysileri giyip biraz rahatlamaya çalıştım. Gruptakilerin geri dönüşüyle, otobüsümüze binip Dongzimen metro istasyonuna, oradan da metro ile otelime döndüm.
Çin Seddinde maalesef böyle kötü bir havaya denk gelmek hiç de iyi olmadı ama hayalini kurduğum bir destinasyona da ulaşmış olmaktan çok mutlu oldum.
Pekinde benim için tek eksik Askeri Müzeyi (Devrim Müzesi) zamanın denk gelmemesi nedeniyle görememek oldu.
Yarın Pekinden hızlı tren ile Xi'an kentine gideceğim.
İYİ SEYAHATLER
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder