Şubat 2017
Geçen yıl düşündüğüm Tayland, Kamboçya, Laos ve Vietnam seyahatimi, bir ay gibi bir sürede yetiştiremeyeceğimiz düşünerek, Tayland ve Kamboçya ile sınırlı tutmuş, Laos ve Vietnam'ı bu yıla bırakmıştım. Bu yıl da bu iki ülke için bir aylık bir süreyi uygun gördüm.
Yol güzergahım: (Türkiye) İzmir- İstanbul, İstanbul - Bangkok (Tayland), Bankok - Vientiane (Laos), Vientiane - Kong Lo, Kong Lo - Vientiane, Vientiane - Vang Vieng, Van Vieng - Luang Prabang, Luang Prabang - Hanoi (Vietnam), Hanoi - Halong Körfezi, Halong Körfezi - Hanoi, Hanoi - Hue, Hue - Da Nang, Da Nang - Hoi An, Hoi An - Da Nang, Da Nang - Ho Chi Minh. Ho Chi Minh - İstanbul, İstanbul - İzmir şeklinde oldu.
Vietnam, tam adıyla (Socialist Republic of Vietnam) Hindiçin'inde yer alan bu dört ülkeden biri. Gözlemlerime göre de gelişmişlikte de bu bölgede en ileri olanıdır. Nüfusu ise 100 milyon civarındadır. 1986 yılına kadar dünyadan izole bir biçimde yaşayan Vietnam, bu tarihten sonra dünyaya entegre olmuştur. 2000 yılına geldiğinde tüm dünya ülkeleriyle diplomatik ilişkileri kurmuş ve dünyanın en hızlı gelişen ülkelerinden olmuştur. Bu gün halen dünyanın komünizmle yönetilen 4 ülkesinden biridir.
Önce kısaca Vietnam tarihinden bahsedelim;
19. yüzyılda Fransız Kolonisi olan Vietnam, Fransızlara karşı Ho Chi Minh (Uncle Ho) ve sağ kolu General Vo Nguyen Giap önderliğinde verilen bağımsızlık mücadelesi sonunda, Kuzey Vietnam olarak bağımsızla kavuştu. O tarihten sonra Kuzey ve Güney Vietnam olarak bölünen bu ülke, kuzeyde komünist bir yönetimce, güneyde ise önce Japon, sonra Fransız ve daha sonra da Amerikan işbirlikçisi krallar tarafından yönetildi.
İki ülke 10 yıl süren ve Amerikalıların yenilgisiyle sonuçlanan, Vietnam Savaşı (Bu savaşla ilgili bazı yorumları Vietnam şehirleri yazılarımda paylaştım) ardından birleşerek tek bir ülke haline geldi. Birleşik Vietnam o günden beri komünist bir yönetim tarafından yönetiliyor.
Vietnam, Laos'tan sonra çok farklı bir ülke olarak karşımıza çıkıyor. Daha Hanoi Havaalanında bile bu durum dikkati çekiyor ve bu ülke ile ilgili ilk olumlu yargıyı orada variyoruz. Havaalanı tertemiz, görevliler giyim ve davranışlarıyla çok düzgün görüntü veriyorlar.
Havaalanından otele doğru giderken geniş yollar, köprüler ve yol üzerindeki modern binalar dikkatimizi çekti. İkisi de komünist yönetimle yönetilmesine karşın, Vietnam, Laos'a göre çok çok gelişmiş ve modern bir ülkeydi.
Vietnam'da (Hanoi, Halong Körfezi, Hue, Da Nang, Hoi An ve Ho Chi Minh (Saigon) şehirlerinde ve bölgelerinde bulunduk. Hepsinin farklı özellikleri olmasına karşın hepsi de güzel şehirlerdi. 1975 yılında sona eren Vietnam savaşı sonrası, bu kadar kısa bir zamanda modern bir ülke inşa etmişler, gerçekten kutlamak gerek.
Laos'ta bir tane dahi fabrika görmezken, burada büyük sanayi tesislerinin varlığına şahit olduk. Özellikle Hanoi'den Halong Körfezine doğru giderken yol boyunca oldukça büyük fabrikalar, enerji santralları dikkatimizden kaçmadı. Bir ülkede gelişmişliğin ölçüsü de enerji hatlarıdır ve burada daha yeni yapılan enerji hatlarını da gördük.
Laos'ta olduğu gibi, burada da dilenen insana rastlamadık. Ellerindeki malları satmak konusunda ısrar ediyorlardı ama asla para isteyene hiç rastlamadık.
Burada da fakir insanlar var ve küçücük evlerde yaşıyorlar. Ama Laos'taki gibi uçurumlar yok insanların yaşamları arasında.
Kuzey ve orta Vietnam insanları, güneye göre daha kibar ve nazik. Özellikle orta Vietnamda bulunan, Hue, Da Nang ve Hoi An da, belki de küçük şehir olmaları nedeniyle, insanlar daha sıcak, daha samimi. Ho Chi Minh insanları ve esnafı tam bir felaket, yabancı görünce ilk akıllarına gelen, kazıklamak oluyor. Bu yüzden dikkatli olmak gerekiyor. Kaldığımız otelden verdikleri şehir haritasının altında, hırsız ve yankesicilere karşı uyarı yazısı bulunuyordu, başımıza bir şey gelmedi ama dikkatli olmak gerekiyor demek ki.
Çocuklarsa her yerde çocuk...
Şimdi gideceklere faydalı bilgiler bölümüne geçelim.
ULAŞIM:
Bu seyahatimize THY ile gitmeye karar verdim ve en uygun fiyatı ile internet üzerinden bir acenteden üç ay önce bilet aldım. Daha ucuz alternatifler olmasına rağmen, yolculuk sırasında daha az çile çekmek için, THY'yi tercih ettim.
Uçak biletlerimizi internet üzerinden Ticket.com sitesinden almıştım. 10.01.2017 tarihli biletimizle, o tarihlerdeki İstanbul'daki olağanüstü hava koşulları nedeniyle seyahatimize başlayamadık ve üç gün gecikmeli olarak 13.01.2017 de gerçekleştirebildik. Acente ile yaptığımız görüşmelerimizde, THY'nin ücret farkı istememesine karşın, fiyat farkı istediler. Epeyce bir yazışma sonunda, daha doğrusu kavga ile ek ücret ödemeden gidiş biletimizi değiştirdiler. Ancak dönüş tarihini de, değiştirmek istediğimde, ki buna da THY ek bir ücret istemiyordu, bunu yapmadılar. Direkt THY sitesinden bilet alsaydım herhangi bir sorun ile karşılaşmadan biletlerimiz değiştirilecekti.
Acenteden bilet alırken böyle durumlarla karşılaşacağınızı da aklınızın bir tarafına yazın bence.
İlk uçuşumuz İstanbul-Bangkok oldu. Bangkok'ta geçen üç günümüz sonunda, Lao Airlines ile Bangkok-Vientiane yolculuğumuzu gerçekleştirdik. Laos'a ulaşımın çeşitli alternatifleri var, ama en kolayı bizim yaptığımız gibi olduğunu düşünüyorum. Laos'taki gezimizi tamamladığımız Luang Prabang'tan yine Lao Airlines pervaneli uçağıyla 1 saat süren yolculuktan sonra, Vietnam'ın Hanoi şehrine vardık.
Vietnam'da birbirine yakın olan şehirlerin arası yolculuğumuzu, otobüs ve taksi, uzun mesafeleri uçak ile gerçekleştirdik. Bu araçların hepsi de oldukça temiz ve bakımlıydı, Sadece Da Nang ile Hoi An arasında bindiğimiz halk otobüsü hariç, o da çok ucuzdu. Şehirler arası yollar da oldukça yüksek kalitedeydi.
Şehir içi ulaşımda taksi ve motorsiklet ile yolculuk yapabilirsiniz, fiyatları yüksek değil. Toplu taşım yok ya da çok az ve daha ziyade herkes kendi motorsikletleriyle ulaşım sağlıyorlar. Bu nedenle, eğer ki bu trafik içinde, yüreğiniz kullanmaya yeterse, kiralık motorsiklet ve bisiklet de ekonomik olmaları nedeniyle tercih edilebilir. Burada bölge ülkelerinin aksine tuk-tuk yok. Büyük şehirlerde taksimetre açmak istemiyorlar, pazarlıkla fiyat belirleniyor ama orta Vietnam'da taksiye binince şoför bir şey demeden, doğrudan taksimetreyi açıyor.
Vietnam'da büyük şehirlerdeki trafik tam bir felaket. Trafik ışığı genelde bulunmuyor ve olan yerlerde de ışığa bakan yok. Yaya geçitlerinden yeşil ışıkta geçerken bile güven içinde değilsiniz. Kaldırımda yürürken arkanızdan veya önünüzden gelen motorsiklet çarpabilir. Ama biz bu keşmekeşten sağ salim dönebildik memlekete. :)
VİZE:
Vize en çok baş ağrıtacak konu Vietnam için. Vietnam vizesi Türkler'e oldukça zor. Mutlaka Vietnamda faaliyet gösteren bir Turizm firması aracılığıyla alınmak zorunda, bu da bağımsız gitmek isteyenlerin işini zorlaştırıyor. Dolayısıyla Türkiye'den bir tur firması ile gitmek zorunda bırakılıyorsunuz.
Yeşil pasaporta vize yok. Bizim de pasaportlarımız yeşil olduğu için, kolaylıkla giriş yaptık. Pasaport polisi vizemizi sorduğunda, pasaportumuzun özel olduğunu söyleyince, gülerek "Evet siz önemli insanlarsınız" deyip giriş vizemizi vurmuştu.
GEZİLECEK YERLER:
Vietnam'a gitmeden önce yaptığım planda, Hanoi, Halong Körfezi, Hue, Da Nang, Hoi An, Ha Chi Minh (Saigon) ve Mekong Deltası vardı. Ancak seyahatimiz Çin Yeni Yılı'na denk gelince, uçak bulmakta zorluk çektik ve iki günlük gecikmeyle Ho Chi Minh'e gelince, Mekong Deltası gezimizi gündemden çıkarmak zorunda kaldık.
Vietnam şehirleri yazılarımda uyarmıştım ama tekrar uyarayım, 20 Ocak - 21 Şubat, ki bu bölgenin gezilecek en iyi zamanı, bu bölgeye (Uzakdoğu) gelmeyin. Çünkü bütün Çin bu bölgeye akıyor, gürültücü ve rahatsızlık veren eğitimsiz bir kitle ile fiyatların tavan yapmış olduğu bir zamanda tatil yapmak zorunda kalıyorsunuz.
Tabii ki bu şehirlerin ve bölgelerin dışında da gezilecek yerler var. Yaptığım araştırmalar ve zamanımız gereği böyle bir geziyi tercih ettim. Zamanınız varsa bunlara ilave yerler ekleyebilirsiniz ama bunlar mutlaka olmalı bence.
SAĞLIK:
Vietnam şehirleri genel olarak temiz, bir Laos ve Kamboçya gibi değil ama çöp sorunu burada da yaşanıyor. Ama hijyen konusunda yine de dikkatli davranmak gerekiyor. Özellikle sokaktan alacağınız yiyecekler konusunda dikkatli olmak lazım. Çiğ yenecek sebze ve meyvelerin iyice temizlenmesine dikkat etmek gerekiyor.
Sivrisinek konusuna gelince, ne yalan söyleyeyim bizim ülkemizdeki kadar çok sivrisinek yoktu burada. Belki de bizim bulunduğumuz kurak ve serin mevsim dolayısıyla böyledir durum.
Yaptığınız gezi araştırmalarında, yazarların hangi mevsimde seyahat ettiklerini bilmenizde yarar var. Çünkü her mevsime göre durumda değişiklikler olabilir.
Her şeye rağmen, yanınıza gerekli olabilecek ilaçları almayı ihmal etmeyin.
YİYECEK:
Öncelikle şunu söyleyeyim, benim için kahvaltı olmazsa olmaz bir öğündür. Bu bölgede, genel manada çok yıldızlı otellerin dışında, bizim kahvaltı anlayışımıza uygun kahvaltı bulamazsınız. Daha çok diğer öğünlerde olduğu gibi kahvaltıda da normal yemek yiyorlar. O nedenle, aşağı yukarı seyahat süresince yetecek peynir, zeytin ve çayı yanımda götürüyorum. Bunlar bazı yerlerde yiyemediğim yemekler nedeniyle de kurtarıcı görevi görüyor benim için. Her yerde ekmek bulmak da zor ve bir "Bakery" tabelası görünce adete sevinçten uçuyorum. Burada bizim ekmeğimiz yerine yağsız, tuzsuz lapa pirinç kullanılıyor.
Burada kırmızı et de bulmak kolay değil ve bulunanlar da pahalı. Bir deniz ülkesi olmasına karşın, deniz ürünleri de oldukça pahalı. Deniz ürünleri derken daha çok kabuklu deniz ürünleri revaçta, balık ise az ve çok pahalı. Daha ziyade domuz eti ve tavuk tüketiliyor. Buraya özgü yemeklerde ise çok acı biber ve baharat kullanılıyor o yüzden yemek siparişinde dikkatli olmak gerekiyor. Daha çok "vegan" besleniyorlar ve o nedenle sebze bulmak kolay ama pişirilmesi de onlara uygun, yani acı ve baharat olarak, yapıldığından yine yemekte zorlanabilirsiniz.
Biz zaman zaman ağız tadımıza uygun bir şeyler de bulduk, Da Nang'daki gibi. Fotoğrafta görülen et mangal gibi.
Ayrıca makarna veya şehriyeli, sebzeli ve yine tercihe göre dana, domuz, tavuk veya deniz ürünleri eti olan çorbalar da oldukça lezzetli.
Burada Avrupa tarzı yemekler de var ve bu restoranlarda da yemek yedik. Bazen de, hemen bir Margarita Pizza ile hallediyorduk açlığımızı. Türk mutfağının tadı ile buraları kıyaslanmaz bile.
Burada Avrupa'da olduğu gibi Türk Döneri bulmak mümkün değil, sanırım daha önce belirttiğim gibi daha etine karşı olan ilgisizlik diye düşünüyorum. Ho Chi Minh yazımda tanıştığım bir Türk Maraş Dondurma'cısının ifadesiyle iki dönerci varmış, biri kapatmış diğeri ise bulunduğumuz şehir merkezine uzakmış.
Tabii ki tropikal meyveler ayrı bir lezzet. İçi kırmızı olan, beyaz olanı da var, ama kırmızı olan Dragon Fruit daha lezzetli. Durian, muz, özellikle karpuz ve ismini bilemediğim bir çok tropikal meyveyi denemek gerekiyor.
İÇECEK:
Vietnam'da dikkatimi çeken şeylerden biri de, halkın sigara ve içki kullanım düzeyi de oldukça düşük düzeyde oluşuydu. Diğer Çin Hindi ülkelerinde yerel viski ve vodkaları oldukça çok kullanılırken, burada daha ziyade yabancı menşeli içkiler bulunuyordu ve fiyatları da yüksekti.
Nurşen bir yerde sigara içerken, iki Vietnamlı kadının onu ilgiyle izlemesi ve adeta "kadın da sigara mı içer?" gibi aralarında konuşmaları dikkatimizden kaçmadı. Demek ki kadınlar, ki içeni de görmedik, sigara kullanmıyor burada. Sigara içen erkeğe de çok nadiren rastladık.
Yerel Tiger birası, fiyatının ucuzluğuna rağmen, oldukça lezzetli ve tazeydi. Elbette başka biralar da vardı ama, buraya gelmişken özellikle buranın birasını tercih ettik doğal olarak.
GECE HAYATI:
Vietnam'da geceleri hayat, Tayland'daki gibi renkli değil. Barlar ve restoranlar var ve özellikle büyük şehirlerde geç saate kadar yüksek sesli müzik çalıyorlar, ki bu nedenle, Ho Chi Minh'de kaldığımız otelde uyuyamayıp gece yarısı otel değiştirmek zorunda kaldık.
Bizim yaşımız öyle gece yarılarına kadar hatta sabahlara kadar eğlenmeye uygun olmadığı ve gün boyu yaptığımız geziler nedeniyle de oldukça yorgun olmamız nedeniyle yaşamadığım için, gece hayatından pek söz edemeyeceğim. Bu konuda genç gezgin arkadaşların yazılarına itibar edip okumanızı öneririm. :)
DİL:
İşleriyle sınırlı olmak üzere İngilizce biliyorlar. Dolayısıyla dil konusunda zorluk yaşamazsınız.
PARA:
Para birimi Dong ve bizim bulunduğumuz dönemde 1 USD = 18.500 Dong civarındaydı. Burada pazarlıksız bir şey yok, ama bu fakir insanların da yaşamını sürdürmeleri için para kazanmak zorunda olduğunu da unutmadan pazarlık edin.
İLETİŞİM:
İletişim oldukça iyi, gerek telefon gerekse internet her yerde var. Kısa süreli telefon kartları satılıyor burada ama ben ihtiyaç duymadım. Oteller, kafeler, restoranların hepsinde bedava ve hızlı wi-fi var.
MEVSİM:
Ekim ile Nisan arası burası için kuru sezon. Kasım ile Şubat ayları arası serin sezon (onlar için serin, bizim için ılık). Mayıs ile Eylül arası yağışlı sezon olarak tanımlanıyor. Yağışlı dönemde hem yağışın etkisi, hem de sıcağın yarattığı rutubet nedeniyle, seyahate uygun değil. En iyi dönem de Kasım ve Şubat ayları oluyor ki bizim seyahatimiz 13- 26 Ocak tarihlerine denk gelmesine rağmen bazen nemden rahatsız olduk.
İYİ SEYAHATLER
1 yorum:
tüm Vietnam geziniz ile ile ilgili notları ilgi ile okudum. Güzel , yol gösterici ve açıklayıcı idi. Teşekkür ederim.
Yorum Gönder