Şubat 2016
Bugün
yolumuz Kep'ten, Shanoukville'ydi. Yine otelden aldığımız biletle
gelen minübüse binip, balık istifi tarzında Sihanoukville'e
doğru yola çıktık. Bu yolculuk tam bir eziyet oldu bu kadar bir
yolu sıkışık vaziyette tamamladık. Bu ülkede uzun
yolculuklarda eğer kara yolunu kullanıyorsanız, illa ki otobüsü tercih etmenizi öneririm. Bir de şunu ekleyeyim, ulaştırma sektöründe olanlar hem burada hem Tayland'da çok kaba.
Bu
zorlu yolculuktan sonra nihayet Sinaoukville'e vardık. Burada
kalmadan hemen Koh Rong adasına geçmek için biletimizi alıp gelen
araçla iskeleye gittik. Hızlı katamaranla 45 dakika sonra Koh
Rong' a vardık.
İskelede
tekneden inerken karşımızda restoranlar, barlar ve guest
house'ları gördük. Ben uygun bir guest house aramaya çıkarken,
bizimkiler beni iskelenin önünde bekliyorlardı. Bu seyahate çıkmadan
önce yaptığım araştırmalarda burada (10 USD)'ye oda olduğunu
okumuştum. Gezdiğim bütün (10 USD)'lik guest house'lardeki
odalar oldukça kötüydü.
Nihayet iskelenin sol tarafındaki yolun sonunda, daha iyi şartlarda olan guest
house'dan bir gece için, iki oda kiraladım ve (toplam 46 USD) ödeme
yaptım. Çok fazla ücrete rağmen de aman aman bir yer değildi burası da. Burası daha çok sırt çantalı gençlere hitabeden
bir adaydı.
Buradaki
barlar, restoranlar, tam plaja kadar dayanmışlar. İskeleden
kiraladığımız guest house'a kadar eşyaları kumsalda taşırken
adeta canımız çıktı.
Biraz
dinlendikten sonra akşam yemeği için tekrar plaja doğru
yürüdük. Restoranlarda bize uygun bir yemek bulamadık. Yol
üstünde bir tezgahta spagetti bolonez yapan sempatik bir adamdan
birer porsiyon aldık, gerçekten çok lezzetli bir yemekti. Burada şu ana kadar en olumlu şey bizim için bu oldu.
Burada
iki gece kalmayı planlamıştım ama, hayal kırıklığı
yaşayınca, ertesi gün Sihanoukville'e dönmeye karar verdik.
Hızlı teknenin Sihanukville'e hareketine kadar adanın yakın plajlarını
gezdik.
Öncelikle Police Beach'a gittik, burası çok sıradan
bir plajdı. Daha ziyade akşamdan kalma kafası iyi gençlerin barındıkları
yer gibi görünüyordu.
Tekrar iskelenin olduğu plaja geldik, bar ve
restoranları geçince ilerisinin çok daha güzel olduğunu
gördük. Deniz ve kumsal oldukça güzeldi. Buradan denize
girdik, deniz şahaneydi.
Ama barınma sıkıntısı nedeniyle, dönme
kararımızı uyguladık. Teknemizin kalkış saatinden önce
iskeleye geldik. Teknemiz geldi ve ver elini Sihanoukville.
Sihanoukville'e
varınca bir tuk tuk tuttuk ve (Serendipity and Ochheuteal Beach) plajına yakın bir guest house'a gidip 2 oda
kiraladık. Kaldığımız odalar güzeldi, geceliği (20 USD) ama (10 USD) odaları da vardı.
Odalarımız
yerleştikten sonra, gerekli eşyalarımızı alarak, yakınımızdaki
Serendipity and Ochheuteal plajına gittik. Burada bir çok bar ve
restoran vardı ve bunlardan birinin şezlonglarına yerleştik.
Burada oturmak sadece bir içecek karşılığıydı. Bu arada
ellerindeki yiyecekleri satmak veya masaj yapmak için gelen Kamboçyalı kadınlarından birinden birama eşlik olsun diye yengeç aldım. Oldukça lezzetli olan yengeç ile bira güzel geldi.
Akşam
yemeği için şehrin merkezi olan Aslan heykelli meydana geldik. Tam karşımızda “Olive” isimli restoran gördük ve heyecanla oraya girdik.
Garsonlardan aldığımız bilgiye göre, burasının sahibi bir Türk'müş. Restoran bir Akdeniz mutfağı restoranıydı. Türkiye'deki gibi lavaj ile
garnitürler ve ısmarladığımız patlıcan ezme geldi ve ardından
Margarita pizza. Biraz karışık Akdeniz mutfağı oldu ama özlemişiz.
Bu arada söyleyeyim burada ekmek bulmak çok kolaydı, çünkü
Avrupalıların yaşadığı ortamlarda ekmek bulmak oldukça kolay
ama onların olmadığı yerlerde pirinç ile idare etmek durumunda kalınıyor.
Burayı ikamet etmiş çok sayıda Avrupalı burada yaşıyordu. Genellikle orta ve üzeri yaşta kişilerdi bunlar. Hepsinin yanlarında bir Kamboçyalı kadın vardı. Sanırım emekliliklerini burada yaşıyorlar ve o kadınlar da bunlara bakıyor.
Biraz
da Sihanokville'in gece hayatını da yaşamak istedik. Dayımı
uyuttuktan sonra. :) gecenin bir saatinde tekrar Serendipity and
Ochheuteal plajına geldik. Gündüzleri pek açık olmayan bazı
barlar gece cıvıl cıvıldı. Biz de içkilerimiz alıp müzik
eşliğinde dans ettik ve oldukça iyi eğlendik.
Ertesi
gün işimiz Sihanoukville'i keşfetmekti. Kapımızın önündeki tuk
tuk'çularla pazarlık edip birisiyle günlük (15 USD) anlaştık ve
Sihanoukville turumuza başladık.
İlk
durağımız Sokha Plajı oldu. Burası, bize göre
Sihanukville'in en güzel plajıydı. Tabii ki bu kanıya diğer plajları
gezdikten sonra vardık. Burası Sihanukville'in en bakir plajıydı. Orada bir süre kalıp, fotoğraf çektikten sonra diğer plajlara doğru
hareket ettik.
Sırada
Bağımsızlık Plajı (Independence Beach) vardı. Oraya da inip
gezdik ve fotoğrafladık.
Sıradaki
plajlar bitişik gibi olan, Hawai Plajı (Hawai Beach) ve Victory
plajı (Victory Beach). Bizim orada bulunduğumuzda oldukça dalga
gören plajlardı. Bu plajlar limana oldukça yakındılar ve bu nedenle
pis olduklarını düşündüm.
Victory
plajının önünde bir Vietman anıtı vardı ama nedenini öğrenemedik.
Ama Pol Pot dönemini Vietnam güçleri sona erdirdiği için
yapılmış olabilir diye düşünüyorum.
Sırada
balıkçı köyü vardı. Tam da orayı gezerken bir tekne yanaştı ve
oldukça çok sayıda balığı tekneden indirdiler. Bize de fotoğraflarını çekmek düştü.
Akşam
yemekte bir gün önce yolda yürürken gördüğümüz deniz
ürünleri restoranında istakoz yeme fikrimiz vardı ama bu gece biz
gidinceye kadar kalmamıştı. Türkiye'de istakoz yemek için oldukça
yüklü para ödemek lazım ama burada çok daha ucuza yemek mümkün, diye okumuştum. Gerçi Türkiye'de istakoz yemediğim için fiyatını bilmiyorum ama Tayland'da yediğimiz 0,6 kg. istakoza 1250 baht yani 110 TL. gibi bir rakam vermiştik.
Aslında
başta yazmalıydım, Sihanoukville ismi nereden geliyor diye ama
şimdi aklıma geldi Sihanouk, Kamboçya kralının adı ve Ville'de
biliyorsunuz köy, yani Sihanouk köyü. Ama artık kocaman bir
şehir olmuş burası.
Sihanoukville'de
geçirdiğimiz üç gün sonunda artık Kamboçya'ya veda zamanıydı.
Yine otobüs ile Kamboçya'nın sınır şehri
Koh Kong'a doğru yola çıktık. Hedefimiz Kon Kong'da bir gece kalıp
ertesi günü sınırdan Tayland'a geçmekti.
Koh Kong çok sıradan
bir şehir ve hiç bir özelliği yoktu, ama bizim için dinlenme
noktası oldu. Oradan sonra yolumuz Pattaya'yaydı. Kamboçya'da (iç geziler
hariç) katettiğimiz 903 km. karayolundan sonra, bugün yolumuz
Tayland ve hedefimiz Pattaya oldu.
Otelden
bir tuk tuk ile yaklaşık 10 km. mesafedeki sınıra hareket
ettik. Sınırda işlemleri yaptırıp Tayland'a geçtik. Bize
sıkıntı yaratacak olan, yeşil pasaporta üç ay vize ihtiyacı
olmamasına rağmen, verilen 15 günlük vizeyi Tayland Phang Nga
şehrinde farkedince feleğimiz şaştı. Devamı Pattaya
yazımızda...
KAMBOÇYA İLE İLGİLİ FAYDALI BİLGİLER ;
1- Kamboçya Türklere vize uyguluyor ama vize havaalanından 29 USD
ye alınıyor. Yeşil pasaporta vize gerekmiyor.
2-
Burada kendi paraları olan Riel'den çok USD geçerli bu nedenle
para değiştirmeye gerek yok.
3-
Eğer buradan Tayland'a da gidecekseniz, Kamboçya, Tayland'a göre daha ucuz
bir ülke alışverişlerinizi burada yapabilirsiniz.
4-
Alışverişlerinizde pazarlık yapmayı unutmayın, söylenen
rakamın yarısını hatta daha azını teklif edebilirsiniz,
çekinmeyin.
5-
Ulaşım oldukça ucuz, tuk tuk ile yapılan yolculuklar keyifli
oluyor.
6-
Kamboçya'ya giderken çok fazla eşya almanıza gerek yok, buradan
çok ucuza eşya temin edebilirsiniz. Biz fazla eşya aldık pişman
olduk.
7-
Ulaşım araçlarında klimalar içerisini çok fazla soğutuyor,
çantanızda ince de olsa sizi koruyacak bir giysi bulundurmakta fayda var.
İYİ SEYAHATLER
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder