ROMANYA - SİBİU

Ağustos 2017

Sibiel köyünden bugün yolumuz önce Sibiu'ya. Yaklaşık 20 km.lik bir yolculuktan sonra Sibiu şehrindeyiz.

Sibiu kenti 12. yüzyılda Transilvanyalı Saksonlar olarak bilinen Alman yerleşimciler tarafından kurulmuş. Saksonların bu bölgeye gelmeleri konusunu daha öceki Sighişiora ve Braşov yazılarımda daha geniş yazmıştım, bu yüzden tekrarlamak istemiyorum.



Şehre girince arabamızı park etmek için, epeyce bir tur atıyoruz. Nihayet eski şehir girişindeki otoparkta bir yer buluyoruz. Üst Şehir ( Upper Town ) bölgesindeki gezimize başlıyoruz. Burası rengarenk evleri ve arasındaki Arnavut kaldırımlı sokaklarıyla oldukça şirin görünüyor. Yolun iki yanında kafeler ve çeşitli ürünler satılan dükkanlar bulunuyor. Bu yolda ilerlerken yol üzerinde müzik yapan gençleri de görüyoruz.


Bu yoldan ilerliyoruz ve karşımıza Büyük Meydan (Piata Mare) çıkıyor. Burası yüzyıllarca kentin tahıl pazarı ve ticaret merkezi olarak kullanılmış. Şu anda da kentin en etkileyici yeri. Çevresini saran tarihi binalar, kiliseler ve kafeleriyle oldukça ilginç görünüyor.


İşte bu meydandaki tarihi binalardan birisi Konsey Kulesi (Turnul Sfatului Council Tower). Avram Iancu Caddesi'ndeki köşede eski belediye başkanının evi ve bu kule bulunuyor. 13. yüzyılda inşa edilen bu kule, Sibiu'nun etrafında inşa edilen kale duvarlarında bulunan iki kapıdan biri olarak kullanılmış. Yüzyıllar boyunca Konsey Kulesi bir tahıl deposu, yangın gözetleme kulesi, geçici hapishane ve hatta bir botanik müzesi olarak hizmet etmiş. En üst katta, bir gözlem güvertesi bulunuyor, önünde tarihi şehir ve Fagaras Dağları'nın kuşbakışı görüntüsü gözlenebiliyor.


Meydanda Roma Katolik Kilisesi (Biserica Romano-Catolica) bulunuyor. Bu kilise, 1726-1738 yılları arasında inşa edilmiş. İç mekanı yenilenmiş, altın renkli duvarlı duvarlar ve renkli tavan freskleriyle güzel bir iç görünüme sahip.


Brukenthal Sarayı (Palatul Brukental), bu saray1778 -1785 yılları arasında yapılmış. Şu anda ülkenin en iyi sanat müzelerinden biri olarak kullanılıyor. 16.-18. yüzyıl dini heykel ve ikonlarını, pulları ve sikkeleri ile etkileyici bir kütüphanesiyle güzel bir müze haline getirilmiş. Yıllar boyunca, koleksiyonlar satın almalar ve bağışlar yoluyla zenginleştirilmiş. 




Büyük Meydan'dan, Küçük Meydan'a (Piata Mica) gelmek için Konsey Kulesi'nin kemerlerinin altındaki iki tünelden birinin içinden geçiyoruz. Burası küçük bir meydan ve şimdi küçük dükkanlar, kafeler ile çevrilmiş durumda. Burada sokak satıcıları da bulunuyor. Resimdeki kızın mangalda pişirdiği Kürtösh isimli bir kek. Bundan da alıp deniyoruz lezzetli ancak soğuyunca aynı lezzeti kalmıyor.



Bu küçük meydanın kenarında kentin alt bölümüyle, üst bölümünü birleştiren yol ve merdivenler bulunuyor. Derinde kalan bu yolu üstünden  geçmek için yapılmış köprünün adı,Yalanlar Köprüsü (Podul Minciunilor). Bu köprü1859 yılında Fredericus Hutte tarafından yaptırılmış Romanya'nın ilk dövme demir köprüsü.


Bu köprünün altından geçen ve kentin alt bölümüyle üst bölümünü birleştiren yolun adı Merdiven Pasajı (Pasajul Scarilor). Kentin alt bölümü daha fakir ve bir üretim bölgesiyken, üst bölüm ise daha zengin ve ticaret merkezi durumundaymuş.


Yolumuz üzerinde Huet Meydanı (Piata Huet) bulunuyor. Meydanda da Evanjelist Katedral - Biserica Evanghelica var. Beş sivri kulesi bulunan bu etkileyici yapı, 1520'de eski bir Roma bazilikası üstüne yapılmış. 1914 yılında altı bine yakın boru takılarak yapılan org, Romanya'nın en büyük kilise orguymuş.


Kilisenin ön kısmında bazı gençlerin el sanatlarıyla ilgili çalışmalarına şahit oluyoruz. Bir kısmı ahşap, bir kısmı da demirden çeşitli ürünler üretiyorlardı. Romanya yazılarımda özellikle Saksonların zanaatkarlığa verdikleri önemi anlatmıştım. İşte bu gençler de onlardan örnekler sergiliyorlar. Resimde sıcak demircilik yapan iki genç.


Aşağı şehir, kentin nehir ile tepe arasındaki alanda ve eski sur duvarlarının dışında kalıyor. Sokakları ve mimarisiyle oldukça ilginç görünüyor.


Sibiu'daki bulunma süresi içinde sadece bir müzeyi gezebiliyoruz o da tarih müzesi. Müzenin bölümlerine göre farklı ücret uygulamaları var. Biz genel içeri giriş bileti alıyoruz. İçeriye girerken görevli, adeta bir asker gibi davranıyor ve işaretlerle hangi bölümlere gireceğimizi gösteriyor. Buradaki görevliler çok ciddi ve çok büyük bir iş yaptıklarını düşünüyorlar sanırım. :)

Aslında bu müzeye girmemekle birşey kaybetmezmişiz doğrusu. Bizim girdiğimiz bölümlerde öyle ahım şahım bir şey de yoktu.

Buraya ayırdığımız zamanın sonuna geldik, şimdi bir an önce yola çıkıp Transfagaraşan'a ulaşmalıyız.

Romanya - Transfagaraşan yazımı okumak için tıklayınız..



İYİ SEYAHATLER

Hiç yorum yok: