RUSYA - TRANS SİBİRYA, 8. DURAK - NOVOSİBİRSK

TEMMUZ 2019

Bu seferki tren yolculuğumuz Omsk'tan, gece saat 00,07 de başladı ve sabah 09,22 de, 9 saat 25 dakika süren yolculuk sonunda Novosibirsk'te bitti.

Doğrusu artık tren yolculukları da zor gelmeye başladı. Şimdiye kadar 7 tren yolculuğu yaptık ve iki tren yolculuğumuz daha var. Bunlardan birisi 11 saat 33 dakika diğeri ise, tam 20 saat sürecek. Hiçbirimiz yaşamımız boyunca bu kadar uzun tren yolculuğu yapmamıştık. Tabii ki bu da bizim için yaşamımızda ilginç ve değişik bir deneyim oldu.


Novosibirsk'teki otelimiz tam tren istasyonun karşısında, dolayısıyla otele yürüyerek kısa zamanda ulaştık. Ben yine tren yolculuğu sırasında, hem yeri yadırgamaktan ve de 4 saate ulaşan zaman farkı nedeniyle uyuyamamıştım. Otele varınca odalarımıza dinlenmeye çekildik. Bir süre sonra gece uykularını almış arkadaşlarım hemen şehri keşfe başladılar  bile. Onların heyecan ve hevesle gittikleri yerlere, daha sonra birlikte de gittik.

Önce kısaca Novosibirsk'ten söz edelim;

Rusya’nın madencilik, otomotiv başta olmak üzere endüstriyel anlamda çok önemli bir merkezi şehiri olan Novosibirsk şehri 1983 yılında Ob nehri dolaylarında yapılan bir demiryolu köprüsü etrafında kurulmuş. 2 milyon nüfusuyla Sibirya'nın en büyük şehri olan Novosibirsik şehri ülkenin en büyük ve tarihi bale ve opera binası olan Sibirya Kolezyumuna sahip. Novosibirsk aynı zamanda ülkemizin başkenti olan Ankara şehri ile kardeş bir şehir.



Otele yaklaşık 1,5 km. uzaklıktaki Lenin Meydanı, ilk ziyaret noktamızdı. Burada bulunan Lenin Meydan'nında, Lenin Anıtı ve Devrim Kahramanları Anıtı oldukça görkemli görünüyor. Burası şehrin en büyük meydanı ve en önemli noktası.

Daha önceki yazılarımın bazısında da söz etmiştim, Sovyetlerin çöküşü sırasında, ülkemizde kara propaganda olarak birçok basın ve medyada, Lenin heykellerinin de yıkıldığını izlemiştik. Ama gezdiğimiz her kentte oldukça görkemli Lenin anıtlarının varlığına şahit olduk. 


Meydanın hemen arkasında, Sibirya Kolezyumu (Novosibirsk State Academic Theatre of Opera and Ballet) bulunuyordu. Ülkenin en büyük opera ve bale gösterilerin yapıldığı bir yer burasıymış. 40 000 м² alana kurulu olan bu Kolezyum günümüzde aktif olarak kullanılıyor.


Biz kolezyumun açık olduğu dönemde orada bulunamadığımız için, ne yazık ki içine de giremedik. Sadece dışarıdan bakıp fotoğraflayabildik. Burada sezon Eylül ayında açılıyor, buraya gitmeyi düşünenler burada bir gösteri izlemeyi düşünürlerse, Eylül ayından itibaren  burada bulunmalıdırlar. Biz de aktif dönemde orada olabilseydik, bir opera veya bale gösterisini izleme şansına sahip olacaktık.


Meydanın hemen çapraz köşesinde, Novosibirsk Devlet Yerel Tarih ve Doğa Müzesi,  bulunuyor. Burası 1920'de etrafımızdaki dünyayla ilgili bilgileri halka sunmak isteyen Vladimir A. Anzimirov tarafından kurulmuş. İlk sergiler astronomi ve jeolojiye adanmış. 1920'lerin sonunda, müze Batı Sibirya Bölgesi'nde öncü olmuş. Bugün müze, kentin en önemli turistik yerlerinden birisiymiş. Her yıl 150 binden fazla kişi tarafından ziyaret ediliyormuş. 200 binin üzerinde maddeye ev sahipliği yapan koleksiyon, arkeolojiyi, bölgenin tarihini ve doğasını kapsıyormuş. Şimdi müzeye ev sahipliği yapan bina, 1910 yılında özel mimar Andrey D. Kryachkov tarafından tasarlanmış ve şehrin kalbinde yer alıyor.


Bu müzeyi arkadaşlarım şehri keşfetmek üzere erken yola çıktıkları için gezebildiler. Ben dinlenip geç çıktığım için vardığımda müze kapanmıştı ve bu güzel müzeyi gezememiş oldum. Buradaki fotoğraflar arkadaşlarımın çektikleridir. Fotoğraflarda bir Şaman ve geçmiş dönemde kullanılan giysiler.


Şehirde gezerken yerde devam eden çizgi bulunuyordu. Bu çizgiyi takiben, turistik mekanlara gidiliyormuş. Ama bazen bu çizgiler de hata yaptırıyor insana, arkadaşlarım bunu anladılar.)))


İşte bu çizgilerin de olduğu, Krasniy Prospect'in (Kızıl Bulvar üzerinde  St. Nicholas Şapel'i bulunuyordu. Şapel, 1915 yılında 300 yıllık Romanov yönetimini anmak için inşa edilmiş. 1930'da yıkılmış ve bir Komsomol üyesi heykeli ile değiştirilmiş. Şapel 1993 yılında yeniden inşa edilmiş. 

Şapel Novosibirsk'in bir simgesi durumunda. Yeni evlenenler arasında oldukça popüler bir mekanmış. Buraya gelip  bir mum yakıp dua etmek çiftler arasında neredeyse gelenekselleşmiş bir davranışmış.


Tam Bulvarın ortasında yer alan bu şapel, küçük bir parkın içerisinde bulunuyordu. Biz de bu parkta oturup bir süre dinlenip yoldan gelen geçenler baktık.

Şimdi sırada yine  Krasniy Prospect üzerinde bulunan Aleksandr Nevski Katedrali var.


Katedral, Neo-Bizans tarzında yaldızlı bir kubbe ile inşa edilmiş ve adını Rus ortaçağ tarihinin devlerinden biri olarak yazdırmış. Burada demiryolunun inşasını ve Novonikolayevsk'te bir istasyonun kurulmasını başlatan Çar Alexander III adına inşa edilmiş. Bu şehir küçük bir yerleşim bölgesiyken, giderek büyümüş ve büyük bir şehir haline gelmiş. 


Katedral, 1937'de Stalin tarafından kapatılmış ve 1989'da yeniden açılmış. Binayı yoketmek için birçok girişimde bulunulmuş ama hepsi başarısız olmuş. Sadece güzel çan kulesi ve iç duvarların bazıları yerle bir edilmiş.


Katedralin hemen önünde, katedrale adını veren Çar Aleksandr III 'ün bir anıtı da bulunuyordu.


Bu bulvar üzerinde yine bir çok müze de vardı ama Novosibirsk'e ayırdığımız süre zarfında ne yazık ki hepsini gezme şansımız yoktu.



Daha önceki yazılarımda da Rusyadaki bütün şehirlerde büyük parkların olduğundan söz etmiştim. Novosibirsk'te de insanların nefes alacağı, eğleneceği ve dinleneceği yeşil ve rengarenk çiçeklerle süslü böyle parkları da vardı. 

Şimdi yolumuz Obi Nehri'ne..


Türkiye'den gelmeden önce Rusça hocam Andrei, Sibirya'da çok miktarda kene, sivrisinek ve bizdeki yakarca büyüklüğünde olup insanı sokmayan, ama ısırdığı yerden parça koparan bir sineğin varlığından söz etmiş ve önlem almamız konusunda uyarmıştı.


Obi Nehrine varınca o bahsettiği küçük sineklerin adeta saldırısına uğradık. Hatta nehir kıyısında bir balıkçı lokantası bulursak orada yemek yemeyi de planlıyorduk, ama bu saldırı karşısında yapılması gereken oradan bir an önce uzaklaşmaktı ve biz de onu yaptık.

Nehir kıyısında da yine Çar Aleksandr III'e ait büyük bir anıt bulunuyor. Demek ki Novosibirskliler Çar Aleksandr'ı pek sevmişler.

Nehrin üzerinde bir demir köprü vardı. Orada bulunduğumuz sırada, başı sonu belli olmayan tren katarlarından bir kaç tane geçti. Rusya'da ulaşım genelde demiryollarıyla sağlanıyor. Gerek insan, gerekse mal taşımacılığında demiryolları önemli bir role sahip.


Novosibirsk'in hayvanat bahçesinin çok güzel olduğunu öğrendik ama vakit darlığı ve daha önce Çelyabinsk'te hayvanat bahçesine gittiğimiz için, burada tekrar gitmedik. Ama hatıra olsun diye önünde bir resim çekilmeyi de ihmal etmedik.


Novosibirsk'te üç tane cami bulunuyor. Bu camilerden biri olan ve tamamen ahşaptan yapılmış olan camiye gittik.  Bu cami 1916 yılında şehrin Tatar yerleşim bölgesinde inşa edilmiş. Kazan yazımda da belirttiğim gibi Ruslar önceleri sadece ahşap camilere izin veriyorlarmış ve bu yüzden bu camide ahşap olarak inşa edilmiş. 


Sovyet döneminde kapatılan bu cami, daha sonra tekrar açılmış ve 2010 yılında tamamen yenilenmiş. Şehirde daha büyük bir cami olmasına rağmen, yaşlı müslümanlar genelde cuma namazları için buraya geliyorlarmış.

Artık bu gece saat 04,01'de yolumuz Krasnoyarsk'a

Krasnoyarsk'ta görüşmek üzere..

TRANS SİBİRYA, 9. DURAK - KRASNOYARKS YAZIMI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ..


İYİ SEYAHATLER

2 yorum:

Funda Önengüt dedi ki...

Cok güzel bir anlatım,bende gitmis görmüş gibi oldum:)Volga volga turuna gitmistim.Farkli enteresan bir geziyi okudum.Yüreginize sağlık.Dilerim daha nice böyle guzel gezileriniz olur :)

Malik Yavaş Seyahatnamesi dedi ki...

Teşekkürler, yorumunuzu geç farkettim özür dilerim