Ocak 2017
Laos'un Luang Prabang şehrinden, Lao Airlines'ın pervaneli uçağıyla yaklaşık bir saat süren yolculuktan sonra Vietnam'ın eski başkent Hanoi'ye vardık. Burada evrak doldur işleri yoktu, doğrudan pasaport kontrola gittik. Görevli pek sempatik biriydi, pasaporta bakıp vizemizi sordu, ben de yeşil pasaporta vize gerekmediğin söyledim, o da gülerek "Tabii siz önemli insanlarsınız" diyerek giriş işlemimizi yaptı.
Vietnam'la ilgili ilk izlenimimiz havaalanın temizliği, görevlilerin giysilerinin temiz, düzgün ve pasaport polisinin güler yüzlülüğü oluşuydu. Bu bölge ülkelerinde hiç böyle güzel bir görüntü ile karşılaşmamıştık.
Havaalanından çıkınca, taksiciler işaret edip çağırıyorlardı. Taksicilere bizi otelimize götürmeleri için fiyat sorduk, 20 USD ile 35 USD arası fiyat verdiler. Bu sırada bir minibüsün önünden bize ısrarla gelin işareti yapan birisi vardı. Ona doğru gidip 200.000 (8 USD) Kip'e anlaştık. Minübüste bizden başka insanlar da vardı.
Otelimize vardık, resepsiyon görevlisi oldukça sempatik ve yardımsever biriydi. Öncelikle bize otelin güzel bir odasını ve ardından Hanoi ile ilgili bilgiler verdi. Bizim şanssız bir ortamda burada bulunduğumuzu, çünkü bölgenin yeni yılına denk geldiğimizi ve dolayısıyla fiyatların en üst noktada olduğunu söyledi. Ne yapalım böyle bir zamana denk gelmişiz, katlanmaktan başka çaremiz yoktu. Bu konuya "Vietnam Genel Bilgiler" yazımda daha fazla değineceğim.
Hanoi, Kuzey Vietnam'ın başkentiydi. Vietnam savaşının bitiminde Kuzey ve Güney Vietnam birleşince başkent Saigon oldu. Daha sonra Saigon ismi değiştirilerek, yerine Ho chi Minh adı verildi.
Burada trafik tam bir keşmekeşti, Hanoi'de kaldığımız sürede sağ salim kaldığımıza şükrediyoruz. Adamlar ne trafik ışığı, ne bir kural tanıyorlardı. Kaldırımda yürürken bile güvende değildik, çünkü her an karşımıza bir motorsikletli çıkabilir, arkamızdan bir motorsikletli çarpabilirdi. Bununla ilgili bir video çekimi yaptım onu da youtube de paylaştım.
Otelden aldığımız bilgilerle Hanoi gezimize başladık. Elimizdeki haritayla, otelden çok uzak olmayan Hoan Kiem gölüne gittik. Burada müthiş bir insan kalabalığı vardı. Şaşkınlıkla etrafımıza bakarken bir tur firması gözümüze çarptı. Buradan bir saatlik şehir turu satın aldık. Akülü araçlarla yapılan bu turda, şehrin bazı önemli yerleriniz gezdik. Ama daha sonra bu turu boşuna aldığımız anladık, çünkü buraları daha sonra tekrar yürüyerek gezmek durumunda kaldık.
Bu gölün içinde bir de tapınak bulunuyordu, adı Ngoc Son. Yeni yıl kutlamalarından olsa gerek, tapınağa ulaşılan köprü ve tapınağın içi hıncahınç doluydu. Nurşen bu kalabalık yüzünden tapınağa girmek dahi istemedi ve ben yalnız girdim.
Tapınakta bulunan büyük bir kaplumbağa mumyası en ilgi çekiyordu. Kaplumbağa Budistlerde kutsal ve ilginçtir, bu kaplumbağa bu gölde yaşamış. 250 kg olduğu yazılıydı bilgi levhasında.
Akülü araç ile yaptığımız "eski şehir" gezisinde bence en önemli durak, Fransızlara karşı verilen bağımsızlık mücadelesinde 48 no'lu evini mücadelecilere veren ailenin bu evinde bulunmaktı. Bu evde Ho Chi Minh liderliğinde yapılan toplantılardan, Fransa ile yapılan anlaşmalara kadar çok şey yaşanmış. Ho Chi Minh bağımsızlık bildirgesini bu evde imzalamış. Bunlarla ilgili resim yazı gibi belgeler bulunuyordu burada.
Eski Hanoi şehrinin giriş kapısı da gittiğimiz yerlerden biriydi.
Vietnam'ın geleneksel ev yaşamının sergilendiği müzeye de gittik. Burada yaşam odası, mutfak ve yatak odası sergileniyordu.
Bu tur sırasında bazı tapınakları da gezdik. Burada ilgimi çeken şey, buradaki tapınakların diğer komşu ülkelerin tapınaklarına göre daha küçük yapılar olmalarıydı. Çin yeni yılı nedeniyle tapınaklar da süslenmişti. Gezdiğimiz tapınaklardan ayrı ayrı söz etmiyorum, çünkü çok sayıda ve hepsi birbirine benziyordu.
Nurşen de bu tapınaklardan birinde resim çektiren Vietnamlı kadınla fotoğraf çektirmeyi ihmal etmedi. Bu bölge insanları birlikte fotoğraf çekilmekten de hoşlanıyorlardı.
Çin yeni yılı olması nedeniyle Vietnam halkı da geleneksel güzel giysileri ile, yeni yılı kutluyorlardı.
Vietnamlı çocuklar da bu geleneksel giysileri içinde çok sevimlilerdi. Özellikle fotoğraf çekmemizi istiyordu bazıları.
Bu "eski şehir" turundan sonra ilk ziyaretimizi Hoa Lo Hapishanesi'ne yaptık. Yolda giderken bir Vietnam gazisiyle karşılaştık. Kendisini Amerikan emperyalistlerini ülkelerinden kovdukları için kutladım. O da bana Ho Chi Minh ve Vo Nguyen Giap madalyalarını övünerek gösterdi.
Hoa Lo hapishanesi yaşanan trajedinin sergilendiği bir yerdi. Fransızlara karşı verilen kurtuluş mücadelesinde komünistlerin yaşadığı şiddet ve işkencenin izleri burada sergileniyor.
Böyle bir mekanı ziyaret etmek ne de olsa insanda bir burukluk yaratıyordu.
Bu hapishane Vietnam savaşı sırasında da Hanoi'yi bombalayan ve uçağı düşüp esir olan Amerikan pilotlarına da ev sahipliği yapmış. Sergilenen resimlerde, tutuklu Vietnamlılar kötü koşullarda yaşamlarını sürdürürken, Amerikalıların iyi yaşam koşullarında olduğu görünüyordu.
Şimdi yolumuzun üzerinde St. Joseph Katedrali bulunuyordu. Fransızlar bu katedrali 1886 yılında yapmışlar ve Paris'teki Notre Dame Katedralinden esinlenmişler.
Yeni yıl tatili nedeniyle her yer kapalıydı, hatta restoranlar bile. Yol üzerinde bir restoran gördük ama oturacak yer bile yoktu. Bir süre bekledik ve bir yer boşalınca oraya oturduk. Duvarda yemeklerin resimleri ve fiyatları vardı, ama bize başka bir fiyat menüsü verdiler ve burada fiyatlar ikiye katlanmıştı. Nedenini sordum, kusura bakmayın bugün böyle dediler, yani fırsatı ganimet görüyorlardı.
Elbette daha kaliteli restoranlar olmakla birlikte Vietnam lokantalarının çoğunluğu, resimdeki gibi sokak kaldırımlarındaydı. Sokakta pişiriyorlar, sokakta yiyorlar ve bulaşıklarını yine sokakta yıkıyorlardı. Tabi ki görüntü pek iştah açıcı gibi değildi. Ama bir çok yabancı turist de buralarda yemek yiyordu.
Vietnam'da yemek ve içmek konusuna "Vietnam Genel Bilgiler" yazımda genişçe yer vereceğim.
Bu gün yolumuz önce, Ho Chi Minh Mozolesi'neydi. Mozole Ruslar tarafından inşa edilmiş ve Moskova Kızıl Meydan'da bulunan Lenin Mozolesi'nin bir kopyası. Ama Moskova Kızıl Meydan'da bulunan Lenin mozolesi buna göre çok daha küçük. Çok büyük bir alanın karşısında bulunan bu mozole ihtişamlı duruyordu. Tatil nedeniyle olsa gerek burada da çok sayıda Vietnamlı vardı. Bazı Vietnamlılar mozole karşısında durup dua ediyorlardı. Vietnamlılar da bizim Mustafa Kemal Atatürk'e gösterdiğimiz sevgi ve saygıyı gösteriyorlar Ho Chi Minh'e. O da Fransızlara karşı verilen Ulusal Kurtuluş Savaşının lideriydi.
Mozolenin hemen yakınında, Ho Chi Minh Müzesi vardı. Bu müzede onun yaşamını ve mücadelesini anlatan bir çok resim, heykel ve yazı bulunuyordu.
Müzede sergilenen fotoğraflardan birinde, Ho Chi Minh'in sağ kolu, benim de gençliğimde " Vietnam Ulusal Kurtuluş Savaşı" isimli kitabını okuduğum, Vo Nguyen Giap vardı.
Şimdi yolumuz savaş müzesineydi. Müzenin girişinin tam karşısındaki meydana Lenin'in büyük bir heykelini dikmişlerdi. Önce Lenin'in heykeline gidip fotoğraf çekildik.
Savaş müzesinde, Vietnam savaşı sırasında Amerikalılarla olan mücadelelerinde kullandıkları araç ve yöntemler ile, Amerikalıların elinden aldıkları savaş araç ve gereçleri sergileniyordu. Bildiğiniz gibi ABD, 10 yıl süren ve milyonlarca Vietnamlı asker - sivil - çocuk ile, 60 bin Amerikalı askerin ölümüyle sonuçlanan bu savaştan yenilgiyle ayrılmıştı. Bu konuyu " Vietnam Genel Bilgiler" yazımda daha geniş paylaşacağım.
1812 yılında yapılan bu bayrak kulesi de, müzenin bir parçası niteliğinde olmuş. 34 m. ve üç katlı olarak inşa edilmiş olan bu kule, 1954 yılından beri bayrak kulesi olarak kullanılıyormuş.
Resimdeki opera binasını, yine tatil nedeniyle kapalı olduğu için gezemedik. Sadece böyle dışarıdan resimleyebildik.
Yine bahsetmeden geçemeyeceğim enteresan bir sokak vardı. Tam ortasından çalışan bir tren yolu geçiyordu. Sokak genişliğine bakacak olursak, tren adeta evleri yalayarak geçiyordu. Burada bulunan evler iki katlı ve girişleri 4 m2 civarında insanlar burasını hem oturma odası, hem de mutfak olarak kullanıyorlardı. Bir de üst kata çıkan merdiven vardı. Tuvalet ve banyo ihtiyaçlarını ise karşıda bulunan oldukça köhne yerde gideriyorlardı.
Böylece Hanoi gezimizi tamamladık, şimdi yolumuz Halong Körfezi'ne.
İYİ SEYAHATLER
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder