KÜBA - CIENFUEGOS

OCAK - 2019

Bugün yolumuz önce Cienfugeos ve daha sonra Trinidad olacak. Havana'dan yine ötobüsümüzle yola çıktık. Yol üzerinde tamamen bataklık olan ve ayakkabıya benzediği için adını da buradan alan milli parkın yanından geçtik. Bu bataklıkta bir timsah çiftliğini ziyaret ettik. Orada bir süre dinlenip, timsahları izleyip fotoğraflarını çektik.


Buradan deniz ile buluştuğumuz nokta olan, ünlü Domuzlar Körfezi'ndeydik. Devrimden sonra CIA, bir askeri çıkarma ve devamında o bölgede kurulacak ve ABD'nin hemen tanıyacağı bir hükümet kurulmasını planlamış. O dönemin başkanı J.F. Kennedy'nin buna karşı çıkmış. CIA bu plan için Küba kökenli olup da çeşitli nedenlerle yurtdışında yaşayan insanlardan oluşan paralı bir ordu kurmuş ve bunları Nikaragua'da eğitmiş. 1961 yılı Nisan ayında 1400  kişiden oluşan bu ordu  Domuzlar Körfezine çıkarma yapmış.


Bu plandan haberdar olan Fidel Castro, körfeze 30 km. mesafedeki Australia köyünde her türlü önlemi almış olarak askerleriyle beklemeye başlamış. Çıkarma sırasında Amerikalıların bu paralı askerlerini etkisiz hale getirmişler ve Amerika burada da başarılı olamamış. Esir alınanlar daha sonra, ABD'ye ilaç karşılığı takas edilmişler. İşte Domuzlar Körfezi ününü bu olaydan alıyor.



Buradan çıkıp Cienfuegos'a vardık. Cienfugos haritada da görüleceği üzere, adeta bir iç denizi olan kent. Burada bulunan yat limanındaki Gran Caribe otelde öğle yemeğimizi yedik. Açık büfe olan yemekler gerçekten güzeldi. Bu otel yat limanında bulunuyordu..


Yat limanına girişe izin vermiyorlardı ama kapıdaki görevliye bir yatı göstererek benim diye işaret ettim (fotoğraftaki katamaran). Bana kapıyı açtı ve ben yata doğru ilerledim. Görevli bu sırada başka bir yattan inerek yanımdan geçen, kaptan görünüşlü birine seslenerek birşeyler söyledi. O zaman benim şaka yaptığımı anladı. Ben de kapıya dönerek ona çak yaptım ve çıktım. Demek tipim yat sahibi olacak birine benziyormuş..:) 


Otele ile aynı bahçeyi paylaşan, koloni döneminden kalmış bir binayı gezdik. Buranın adı Valle Sarayı. Çok zengin bir İspanyolun Elhamra sarayından esinlenerek yaptırdığı bu bina oldukça gösterişliydi. Bu bina şimdi restoran olarak kullanılıyor.





Cienfugeos güzel ve temiz bir kent. Önce şehrin içinde gezdik. Şehirdeki binalar oldukça güzel ve bakımlıydı. Yolları da birbirine dik olarak yapılmış çok düzenli bir şehirdi burası. Otobüsle kent içinde dolaşırken bir heykel gördük. Bu heykel Küba müziğinin en önemli sanatçılarından bir olan ve geç yaşta hayata veda eden (44) Benny More'a aitmiş. Aynı zamanda kent merkezinde onun müziklerinin icra edildiği bir kafe de bulunuyor. Biz bu kafeye gidip onun müziği eşliğinde kahvelerimizi içtik.




Daha sonra kent merkezindeki meydanda inip çevreyi gezdik. Bu meydanın adı da Jose Marti Meydanı, ki bir çok Küba şehrinde onun adına anıtlar ve meydanlar bulunuyordu. Ondan daha önce söz etmiştim, o Küba'nın ilk bağımsızlık mücadelesi lideri. Ayrıca şunu da belirtmem gerekir, Küba'da Fidel Castro'nun bir anıtı yok. Sadece Havana'da büyükçe bir pankartta resmini gördüm, onun dışında bir şey istememiş Fidel.


Meydanın çevresi yine koloni döneminden kalma binalarla çevrelenmiş. Bunlardan en önemlileri katedral, kent yönetim binası ve Thomas Terry Tiyatrosu. Bu meydanda aynı zamanda kentin kuruluş akdi yere işlenmiş olarak bulunuyordu.


Thomas Terry Tiyatrosu kentteki ilk tiyatroymuş. At nalı biçiminde yapılmış bu tiyatroyu gezmeye girdik ancak onarımda bulunduğu için sadece içeriye şöyle bir bakmak ve fotoğraflamakla yetindik.

Şimdi yolumuz Trinidad'a. Yolumuz üzerinde bir de çimento fabrikası gördük, onun da adı Karl Marks. Bu fabrikaDoğu Almanya-Küba ilişkilerinin iyi olduğu dönemde, Doğu Almanya'nın desteğiyle yapılmış.

Akşama doğru Trinidad'a vardık ve 2 gece konaklayacağımız CASA'mıza yerleştik.


KÜBA - TRİNİDAD, yazımı okumak için tıklayınız...



İYİ SEYAHATLER

Hiç yorum yok: