Haziran 2008
Bizim için tarihi önemi olan bu şehirde birkaç kez bulundum. En son yine 2008 yılındaki UEFA Avrupa Futbol Şampiyonası'na gittiğimiz zamandı. Bununla ilgili daha önce Zürih ve Basel yazılarımda söz etmiştim.
Basel'de İsviçre'yi 2-0 yendiğimiz maçtan sonra Cenevre'deki son maçımız için oraya yakın bir yerde konaklamamız gerekiyordu. Çünkü Cenevre'de kalacak yer bulmak oldukça zordu ve bu nedenle Lozan'da kalmayı tercih ettik. İnternet üzerinden uygun şartlarda bir otel rezervasyonu yaparak oraya gittik.
Lozan, yine Le Man gölü kıyısında bir kent. Tüm İsviçre kentleri gibi çok sessiz ve sakin bir kent. Burada yaşayan insanlar adeta spor tutkunu. O kocaman şehirde bir tane de olsa kilolu insan bulunmaz mı? Evet buradaki insanlar, yaşları kaç olursa olsun, hepsi fit vücut yapısındalar. İsviçre'ye olan sempatim bunu görünce çok daha arttı. ABD'de nüfusun %35 obez insanlar olmasına karşın, buradakiler sanki kıtlıktan çıkmış gibi, ama hepsi son derece sağlıklı insanlar. Zaten şehrin bütün yolları dik ve belki de insanlar zorunlu olarak fit kalıyorlar. :)
Lozan'ın en önemli müzelerinden birisi de Olimpiyat Müzesi. Burası oldukça ilginç, eğer buraya gelirseniz gezmenizi tavsiye edeceğim bir müze burası.
Başımıza gelen ilginç bir olayı anlatmak istiyorum; Cenevre'deki son maçımızda da Çek'leri 3-2 yenerek grubumuzdan çıkmıştık. Maç dönüşü trenle Lozan'a döndük. Lozan tren istasyonu kentin en üst noktasında. Buraya giderken yollarda kerteriz almıştık ama dönüşte bunlardan birini kaçırınca olağanüstü yağmurun altında, yolumuzu şaşırarak başka yöne doğru gitmişiz. Aslında yön yeteneğime çok güvenirim ama o gün ne olduysa garip bir durumla karşılaştım. En sonunda yolda gördüğümüz bir polis aracındaki polislere sorarak yolumuzu bulabildik. Otele vardığımızda otelin kapısını kilitlemişler, zor şartlarda iletişime girip otele girebildik. Derler ya, donumuza kadar sırılsıklam ıslanmıştık o gece. İçine düştüğümüz durum oldukça komikti. Tam bir köyden indim şehire hikayesi gibi..
Cumhuriyet tarihimizin önemli, belki de en önemli, anlaşmasının yapıldığı bu bina Lousanne Place , o zaman da şimdi de otel olarak kullanılıyor. Türkiye Cumhuriyetinin geleceğinin çizildiği bu bina bizim için önemli bir anıt. İçini dolaşamadım ama, en azından önünde resim çektirmeyi ihmal etmedim.
Lozan'ın ticaret hayatında şarapçılık önemli bir yer tutuyor. İsviçre'nin bir çok kentinde de durum aynı. Düz bir arazi bulmak oldukça zor olması nedeniyle, yamaçlara teraslar yaparak bağcılık yapıyorlar. Bu kadar dar alanlardan aldıkları yüksek verimle şarapçılık konusunda çok ilerlemişler.
İYİ SEYAHATLER
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder