JAPONYA DEĞERLENDİRMEM

Mayıs 2015


2015 Mayıs ayında eşimle birlikte 15 günlük bir Japonya seyahati planladım, gittik ve döndük. Bu gezi planı için üç ay gibi bir süre hazırlık yaptım. Bu güzel planla hiçbir olumsuzluk yaşamadan ve plana tamamen uygun şekilde gerçekleştirmiş olduk gezimizi.

Daha önceki gezilerim sırasında sorduklarında en güzel ülke olarak İsviçreyi söylerdim. Ama Bugüne kadar 45 ülkede bulunmuş bir insan olarak, şimdi bana ilk gezilmesi gereken 3 ülke hangileri diye sorsalar, bu seyahatimden sonra, 1- Japonya, 2- Japonya, 3- Japonya derim.

Neden?

"İnsan" kavramının, saygının, sosyal düzenin, medeniliğin, yaşam kalitesinin en üst düzeyde olduğu bir ülke burası.

Düşünebiliyormusunuz?

Herhangi bir konuda yardım talep ettiğiniz birisi, sizin ona teşekkür etmeniz gerekirken öncelikle onun size teşekkür ettiğini !

Size yardımcı olmak üzere gideceğiniz adrese kadar (1,5 km.) yaşlı bir insanın yolunu değiştirip sizi o adrese kadar götürebildiğini !

Metroda size yol gösterirken, elinizdeki valizinizi alıp taşıyarak yardımcı olmak isteyen sizin yaşınızdaki birisini !

Bir şey sorduğunuzda güler yüzle cevap veren, bilmiyorsa araştırıp öğrenmeye çalışan, kolay yolu seçip bilmiyorum demeyen insanları !

Bir mekanda otururken içeri girip çıkan ve sizi daha önce tanımayan insanların eğilip size selam verdiğini !

Yaptıkları bir hatadan dolayı sizden özür dilemek için, siz otururken, dizlerine kadar eğilen insanların olduğunu !

Trafikte dur ikazı yandığında yaya geçitlerine 5 metre mesafede duran ve hiç bir zaman yaya yolu üzerinde duran araçların olmadığı bir saygı kültürünü !

Sokakta dilenen bir kişini dahi olmadığını !

Sokakta sigara içmenin yasak olduğu ve sadece belirli yerler konulan büyükçe küllüklerin yanında sigara içilebildiğini !

Yolda yürürken kolay kolay çöp tenekesi görmemenize karşın, sokakların pırıl pırıl olduğunu !

35 milyon nüfusuna karşın trafikte sıkıntı yaşamayan bir kenti !

Ulaşımı demir ağlarla ördükleri tren ve metrolarla sağlamış çağdaş bir ülkeyi !

Bisikletlerini kilitlenmeden bir yere park edip acaba bisikletim çalınır mı kuşkusu olmayan insanları !

Yaya trafiğinin de araç trafiği gibi soldan olduğunu ve herkesin bu kurala uyduğunu !

Bütün çeşmelerinde akan suların içilebilir olduğunu ve yıkandığınızda teninizin yumuşacık olduğunu!

Deprem bölgesi olması nedeniyle, az katlı konutların çok olmasına karşın bir tane gecekondusu dahi olmayan bir ülkeyi !

Kimsenin yaşam tarzına, giyim ve kuşamına karışılmadığı, herkesin özgürce yaşadığı bir ülkeyi !

Genelde Budist olsalar da farklı Buda'lara inanan toplulukların birbirini rencide etmeden birlikte yaşadıklarını !

Tam bir demokrasinin işlediği, başarısız olan yöneticileri bir yıl içinde değiştirebileceklerini bilen ve gereğini yapan insanların yaşadığı bir ülkeyi !

Hiç kimsenin aç olmadığı, her yaştan herkesin işi olduğu ve gelecek endişesi yaşamayan insanların yaşadığı bir ülkeyi !

Özürlü insanları için kalabalık yaya yollarında bir görevlinin onlara yol açıp geçişte üstünlüğü onlara verdiği ve insanların buna saygıyla uyduğunu !

Yaya yolları üzerinde bulunan görme özürlüler için yapılmış işaretler üzerine masa, sandalye konulmadığı, araçların üzerine park etmediği kentleri !

35 milyon nüfusa, otomobilin dünyadaki bir numaralı üreticisi olmasına ve herkesin araç sahibi olmasına karşın sokaklarda bir tek aracın park etmediği, sadece çok sayıda yapılmış olan otoparklara park edebildiğini !

İnsanlar için yüksek yaşam kalitesi sağlanmış, parkları, çocuk oyun bahçeleri, spor tesisleri ve eğlence mekanlarının olduğu kentleri !

Toplu mekanlarda birbirini duyabilecek kadar bir sesle konuşup, başkalarını rahatsız etmeyen insanları !

Bu sakinlikten sanki ders çıkarmışçasına küçük çocukların bile bağırışıp ağlamadığını !

Sokaklarda, toplu yaşam mekanlarında, hava alanlarında elinde "gönüllü danışman" yazan tabelalarla dolaşan ve herkese yardımcı olan gönüllülerin olduğu !

Deprem olurken can korkusuyla, kendilerini güvende hissettiklerinden sağa sola kaçışmadan işine devam eden insanların olduğu !

Bu ülkede yaşayan insanların bu imkanlarına rağmen, çok alçak gönüllü olduklarını !

Düşünebiliyormusunuz?

Japonya'da kaldığımız 15 günlük sürede hem bu yaşam tarzının içinde yaşama şaşkınlığını, hem de oradaki yaşam tarzının çok uzağında bir ülkede yaşıyor olmanın ve ülkemizin neden böyle olmadığının üzüntüsünü karmaşık duygular içinde yaşadık. 80 milyon insanımızı oraya kimini bir haftalığına, bazılarını belki de bir yıllığa kadar olan sürelerde oraya gönderip "insanlık" kavramının öğrenilmesini sağlamanın gerekli olduğunu düşünüyorum. Tabii ki bu bir ütopik bir düşünce ama insan bunu düşünmeden edemiyor.

Ülkemize döndük ama hala şaşkınlığımızı üzerimizden atmış değiliz.

Tüm ülkelerde tarihi mekanlar, eğlence mekanları, ülkenin mutfağı da elbette önemli ve her ülkenin kendine özgü güzellikleri var elbette. Japonya'nın da bir tarihi, kutsal mekanları, mutfağı ve eğlence mekanları da var tabii ki. Genel konuları sizinle burada paylaşacağım, gezdiğim şehirleri de ayrı ayrı yazacağım. Ama öncelikle üzerimdeki bu duyguyu atmam ve normalleşmem, yani ülke standartlarına dönmem gerekiyor.


Japonya TOKYO - 1 yazımı okumak için tıklayınız....



JAPONYA'YA İYİ SEYAHATLER

Hiç yorum yok: