Muhtelif Tarihlerde
Prishtina bildiğiniz gibi Kosova'nın başkenti ve en büyük şehri. Bu kentte de bir kaç defa kez bulundum. Kentin turistik yerlerini sırasıyla şöyle bir dolaşalım.
Kentin en önemli yeri kuşkusuz Rahibe Teresa (Mother Teresa) caddesi. Cadde üzerinde genellikle kafeler olmakla birlikte farklı ürünler satan dükkanlar da bulunuyor. Araç trafiğine kapalı olan bu caddede insan trafiği, gece gündüz eksik olmuyor.
Caddenin girişinde İbrahim Rugova'nın bir heykeli bulunuyor. Rugova Kosova'nın ilk Cumhurbaşkanı ve Kosova Demokratik Birliği Partisinin de genel başkanı. Kosova için önemli bir isim ve bu nedenle burada bu anıt yapılmış.
Bu anıtın hemen karşısında at üzerinde Skanderbeg Heykeli ve hükümet binası yer alıyor.
Skanderbeg (1405 - 1468), Arnavutların ulusal kahramanıdır. Kastrioti hanedanından olup asıl adı Gjergj Kastrioti'dir. Osmanlı'ya babası tarafından rehin bırakılmış, müslüman olmuş ve İskender adını almış. Osmanlı'nın 1443 yılında Niş'te yenilmesiyle, Osmanlı'yı terk edip tekrar hiristiyan olmuş. O Osmanlı'nın batıya açılmasına ciddi anlamda engel olmuş bir lider. 25 yıla yakın bir süre Osmanlı'ya direnmiş bir kahramandır. Tüm Arnavutluk coğrafyasında ona ait anıtlar görmek mümkündür.
Mother Teresa caddesinin devamında Ulusal Kütüphane bulunuyor. Bu kütüphanenin ilginç bir mimarisi var. Zincirlenmiş bir bina izlenimi vermişler. Kütüphanede iki milyonu aşkın kitap, gazete, dergi, el yazması eserler, haritalar ve resimler bulunuyor. Kütüphaneyi gezmek serbest. Ben de gezerken konferans salonunda resim çekilmeyi ihmal etmiyorum.
Bu yolun devamında Mother Teresa Katedrali bulunuyor. Bu Katolik kilise 2007 yılında Kosova Hükümeti tarafından yaptırılmış. Bu da Amerika ve Katoliklerin buradaki etkisini gösteriyor.
Kosova'da her zaman Amerikan hayranlığını görmüşümdür. Daha önceki yıllarda geldiğimde, Amerikan bayraklarının tüm Kosova'da dalgalandığına şahit olmuştum ama son gelişimde o kadar çok Amerikan bayrağı görmedim doğrusu. Bu hayranlık Bill Clinton anıtı ile de kendini daha çok hissettirmiş.
Şimdi yolumuzun başlangıcına geri dönüp, Osmanlı izlerini takip etme zamanı.
Prishtina'da da, Prizren gibi çok sayıda Osmanlı eseri bulunuyor. Murat Hüdavendigar Türbesi, Yaşar Paşa camisi, Fatih Sultan Mehmet Camisi, Çarşı Camisi gibi eserler en önemlilerinden.
Yolumuzunu üzerindeki ilk cami Pazar Camisi. Mother Teresa Caddesinin hemen başlangıç noktasının karşısında bulunuyor.
Bu eserleri görmeden önce yolumuz üzerinde Kosova Müzesi bulunuyor. Bu bina gerçekten belkide kentin en güzel binası. Bina 1898 yılında Osmanlı ordusu için Avusturyalılara yaptırılmış. Avusturya - Macaristan mimarisiyle yapılmış. Buradaki birçok eser 1998 yılında Belgrad'a kaçırılmış.
Müzede arkeoloji ve Kosova tarihine ait eserler bulunuyor. İlirya, Dardania ve Roma dönemleri anlatılıyor eserleriyle. Merkezde de 6000 yıllık Dardanya tanrıça heykeli (Goddess on the Throne) bulunuyor.
Buradan yolumuza devam ediyoruz. Önümüze çıkan ilk eser Yaşar Paşa Camisi. Bu cami 1834 yılında Priştinalı Üsküp valisi Yaşar Mehmet Paşa tarafından yaptırılmış. Yolun genişletilmesi amacıyla da bir bölümü yıkılmış.
Caminin hemen devamında saat kulesi bulunuyor. Bu kule 19. yüzyılda yine Yaşar Paşa tarafından yaptırılmış.
Yolumuzunu üzerindeki ilk cami Pazar Camisi. Mother Teresa Caddesinin hemen başlangıç noktasının karşısında bulunuyor.
Bu eserleri görmeden önce yolumuz üzerinde Kosova Müzesi bulunuyor. Bu bina gerçekten belkide kentin en güzel binası. Bina 1898 yılında Osmanlı ordusu için Avusturyalılara yaptırılmış. Avusturya - Macaristan mimarisiyle yapılmış. Buradaki birçok eser 1998 yılında Belgrad'a kaçırılmış.
Müzede arkeoloji ve Kosova tarihine ait eserler bulunuyor. İlirya, Dardania ve Roma dönemleri anlatılıyor eserleriyle. Merkezde de 6000 yıllık Dardanya tanrıça heykeli (Goddess on the Throne) bulunuyor.
Buradan yolumuza devam ediyoruz. Önümüze çıkan ilk eser Yaşar Paşa Camisi. Bu cami 1834 yılında Priştinalı Üsküp valisi Yaşar Mehmet Paşa tarafından yaptırılmış. Yolun genişletilmesi amacıyla da bir bölümü yıkılmış.
Caminin hemen devamında saat kulesi bulunuyor. Bu kule 19. yüzyılda yine Yaşar Paşa tarafından yaptırılmış.
Sırada Fatih Camisi bulunuyor. Bu cami de 1461 yılında yaptırılmış ve Fatih Sultan Mehmet adı verilmiş.
Burayı gezerken caminin içinde bulunan bir binadan gelen kesif bir leş kokusu adeta burnumuzun direğini kırıyordu. Gezimiz Kurban Bayramına denk gelmişti ve o anda da yabancı bir turist gurubu da camiyi gezmek üzereydi. İnsanlar ne düşünmüşlerdir bilemiyorum ama biz çok rahatsız olduk.
Balkan gezimiz sırasında TİKA'nın camileri onardığına şahit olmuştuk. Bu camiyi de bu kuruluş onarmış..
Yolumuzun devamında Etnoğrafya Müzesi bulunuyor. Bu müzede de geleneksel Arnavut aile yaşamı canlandırılmış. Müze 18. ve 19. yüzyıllarda dönemin zengin bir ailesi tarafından kullanılmış. Müze odalarında o dönemin yaşamı canlandırılmış.
Burayı gezerken caminin içinde bulunan bir binadan gelen kesif bir leş kokusu adeta burnumuzun direğini kırıyordu. Gezimiz Kurban Bayramına denk gelmişti ve o anda da yabancı bir turist gurubu da camiyi gezmek üzereydi. İnsanlar ne düşünmüşlerdir bilemiyorum ama biz çok rahatsız olduk.
Yolumuzun devamında Etnoğrafya Müzesi bulunuyor. Bu müzede de geleneksel Arnavut aile yaşamı canlandırılmış. Müze 18. ve 19. yüzyıllarda dönemin zengin bir ailesi tarafından kullanılmış. Müze odalarında o dönemin yaşamı canlandırılmış.
Priştina'da önemli görülen anıtlardan birisi de Yeniden Doğuş (New Born) anıtı.
Şehirden Mitroviça istikametinde ve yaklaşık 12 km. mesefade 1. Murat'ın (Hüdavendigar) Türbesi bulunuyor. Bildiğiniz gibi 1. Murat, 1. Kosova Savaşı sonunda harp sahasını gezerken, Miloş isimli bir Sırp'ın saldırısıyla hayatını kaybetmiş ve iç organları buraya gömülmüş ve üzerine bir türbe inşa edilmiş. Cesedi ise Bursa'ya götürülmüş ve orada kendi adını taşıyan türbeye defnedilmiştir.
Burada bir kadın Türbedar, soyunun Özbekistan'ın Buhara kentinden ve herkesin türbedar olduğundan söz ediyor. Bizim de bildiğimiz 1. Murat ile ilgili bilgileri bize anlatıyor.
Buraya bir gelişimizde, gazeteci, yazar ve İzmir'de Arnavutça öğretmenimiz Şevket Balla ile Mother Tresa caddesinde yürürken, Prishtina'da Kosova'nın tanınmış yazarları Agim Gjakova ve aynı zamanda köylüm (Kashtanyeva) olan Suleiman Aliu ile de burada bulunduğumuz dönemde buluşup sohbet etmiş hoşça vakit geçirmiştik. Bu kafedeki trileçe ve kahve bir harikaydı.
Şevket Balla, beni Kosova bayrağının yaratıcısı Muharem İbrahimi ile de tanıştırdı. Kosova bayrağı üzerine yaptığım eleştirlere cevap olarak, 1060 katılımcı arasından, ABD'li jüri üyelerince seçildiğini söyledi Muharem İbrahimi.
İzmir'de Arnavutça kurslarına ilişkin olarak Kosova Milli Eğitim Bakanı ile Arnavutça hocamız Şevket Balla bir görüşme yapıyor ve ben de bu görüşmede yer alıyorum. Görüşmeden sonra Sn.Bakan ile bir hatıra fotoğrafı çekiliyoruz.
Prishtina sokaklarında genç nüfusun yoğunluğunu görüyoruz. Kosova'da hala iş sıkıntısı çok yüksek düzeyde. Resimde akraba çocuklarıyla.
Ferizaj yazımı okumak için tıklayınız....
İYİ SEYAHATLER
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder